A (35)
Ajda Pekkan ( 12 Şubat 1946’da İstanbul )
Tam adı Ayşe Ajda Pekkan olan sanatçı, 12 Şubat 1946’da İstanbul’da dünyaya geldi. Babası Rıdvan Pekkan deniz binbaşısı, annesi Nevin Dobruca ev hanımıydı. Babasının görevi dolayısıyla çocukluğu Gölcük’te, Amerikan askerlerinin ailelerinin arasında geçti. Modern bir ortamda ancak ailevi sorunlar arasında geçirilen çocukluk, Ajda Pekkan’ın gençliğini etkileyen önemli bir dönem oldu.Şarkıcı olmak için büyük heves taşıyan Çamlıca Kız Lisesi öğrencisi Ajda Pekkan, kardeşi Semiramis’in de desteğiyle 1962 yılında dönemin en popüler gece klubü Çatı’nın sahibi olan İlham Gencer’e ulaştı. İlk olarak seslendirdiği Mina’nın “Il Cielo In Una Stanza” şarkısıyla kendini kabul ettirdiği Çatı gece klubünde Los Çatikos topluluğu eşliğinde bir müddet sahne çalışması yaptı. 1963 yılında bir aile dostlarının teşvikiyle Ses dergisinin, sinemaya yeni yüzler kazandırmak amacıyla açtığı kapak yıldızı yarışmasına katıldı. Ediz Hun’un erkekler dalında birinci, Hülya Koçyiğit’in bayanlar dalında ikinci olduğu yarışmada, birinci seçilen Ajda Pekkan’ın profesyonel kariyeri böylece başlamış oldu.Avrupai görünümü ve cüretkar tavırlarıyla Yeşilçam’ın gözde sanatçılarından biri olan Ajda Pekkan, beyaz perdeden gelen teklifleri değerlendirmeye başladı ve 1963 yılında “Adanalı Tayfur” ile ilk kez çıktığı kamera karşısında, 1967 yılındaki son filmi olan “Harun Reşit’in Gözdesi”ne kadar baş rollerini Ayhan Işık, Cüneyt Arkın ve Tamer Yiğit gibi sanatçılarla paylaştığı 47 film çevirdi. Ses kabiliyeti rol aldığı filmlerdeki yapımcıların da dikkatinden kaçmadı ve pek çok filminde şarkıcı rolü üstlendi ve çeşitli şarkılar seslendirdi. İlk filmi “Adanalı Tayfur”da seslendirdiği “Göz Göz Değdi Bana” şarkısı, arka yüzünde Öztürk Serengil’in seslendirdiği “Abidik Gubidik” şarkısıyla birlikte 45’lik plak olarak yayınlandı.Sinemaya başlamadan önce tanışıp şarkıcılık yapabilmesi için yardım istediği ve kabiliyetine ikna ettiği Fecri Ebcioğlu, sinema yıllarında da Ajda Pekkan’la irtibatını hiç koparmadı ve 1965 yılında kendine ait ilk plağı olan “Her Yerde Kar Var / 17 Yaşında” piyasaya sürüldü. Fecri Ebcioğlu’nun yabancı şarkılar üzerine Türkçe sözler yazarak ülkemize benimsettiği “aranjman” tarzının en büyük starı, Adamo’nun ünlü şarkısını yine Adamo gibi Fransız aksanıyla söyleyerek, yavaş yavaş ismini duyurmaya başladı. Sahnelerden sinemaya geçen sanatçıların aksine, sinemadan sahneye geçen Ajda Pekkan, birkaç plak denemesinden sonra, 1968 yılında çıkardığı “İki Yabancı” 45’liği ile aranjman dalında onbinlerce plak satarak satış rekoru kırdı. “Dünya Dönüyor”, “Saklanbaç” ve “Üç Kalp” gibi üstüste çok başarılı plaklar yaptı.Bu yükselen trendin neticesinde yurtdışından davetler aldı ve Atina’daki Uluslarası Apollonia Müzik Festivali’nde 1968 yılında “Özleyiş” ve 1969 yılında “Perhaps One Day” şarkıları ile üstüste iki kere dördüncü olarak müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırdı. Barcelona’daki Akdeniz Şarkıları Festivali’nde “Ve Ben Şimdi” şarkısı ile Türkiye’yi temsil etmesi ve şarkılarının pek çok filmde fon müziği olarak kullanılması, Ajda Pekkan’ı tüm ülkede tanınır hale getirdiği gibi, ilk olarak Zeki Müren’in alt kadrosunda yer aldığı gazino sahnelerinin de aranan isimlerinden biri oldu.Her ülkenin starlarını bünyesinde barındırmaya özen gösteren Philips firması, Türkiye’den seçtiği Ajda Pekkan’ı kanatlarının altına aldı ve kayıtları Fransa’daki stüdyolarda gerçekleştirilen, Fikret Şeneş’in sözlerini yazdığı şarkılarla, Ajda Pekkan’ın diğer şarkıcılardan bir adım öne fırladığı yıllar başladı. Üstüste gelen hit plaklarla Ajda Pekkan’ın sesi tüm ülkede keyifle dinlendiği gibi, şık giyimi, sürekli kendini yenileyen görünümü ve değişime açık tavrıyla sadece müzikte değil moda konusunda da hayranlarını sürükleyen bir ikon haline geldi.“Sensiz Yıllarda”, “Yalnızlıktan Bezdim” gibi şarkılarla fırtına gibi girdiği 70’lerin ortalarında seslendirdiği “Tanrı Misafiri”, “Kimler Geldi Kimler Geçti”, “Hoşgör Sen”, “Sana Ne Kime Ne” gibi ileride birer Ajda Pekkan klasiği haline gelecek şarkılarıyla Türkiye sınırlarını zorlamaya başladı. Bu üstün performansının sonucunda 1976 yılında Paris’in ünlü Olympia müzikholünde, pek çok
Ahmet Özhan (26 Ağustos 1950)
Gerçek adı Ahmet Katıgöz olan Ahmet Özhan, 26 Ağustos 1950 tarihinde babası polis olduğundan orada görev yaparken Şanlıurfa’da doğmuştur. Yine babasının memuriyeti sebebiyle ilk ve orta tahsilini muhtelif il ve ilçelerde yaptı.
1960’lı yılların sonlarında İstanbul Belediye Konservatuarı ve Üsküdar Musiki Cemiyeti’nde müzik eğitimini tamamlamıştır. Ahmet Özhan, Üsküdar Musiki Cemiyeti ve İstanbul Belediye Konservatuarı’nda eğitimini sürdürürken, bir yandan da sahne ve plak çalışmaları yaptı. İlk profesyonel sahne dk Belediye Gazinosunda yapmıştır. Genç yaşta sahneye çıkan Ahmet Özhan 1970’li ve 1980’li yılların popüler Türk Müziği yorumcusu olarak tanınmıştır.
Plak çalışmalarının yanı sıra, sinema filmleri, televizyon dizi ve konserleri, radyo çalışmaları ile çeşitli televizyon kanallarının müzik programlarında yorumcu, programcı ve yönetmen olarak da görevler almıştır. Bir çok 45’lik, plak, longplay, kaset, CD çalışmaları bulunmaktadır.
Çok çeşitli sahne ve plak çalışmalarıyla devam ettirdiği müzik hayatı 1981 yılından beri İstanbul Radyosundaki görevi ile sürmekte iken, 1991 de kurulan, Kültür Bakanlığı İstanbul Tarihi Türk Müziği Topluluğu’nun kurucusu ve genel yönetmeni olan Ahmet Özhan, klasik ve tasavvuf müziği alanındaki en iyi solistler arasında yer almaktadır. Topluluk çalışmalarını Konya Mevlana İhtifalleri’nin yanı sıra, İstanbul Festivali gibi etkinliklerde verdiği klasik ve tasavvuf müziği konserleriyle sürdürmektedir.
1980 yılından beri iştirak ettiği Konya Mevlânâ İhtifalleri, 1984″den beri yer aldığı İstanbul Festivali ile Güldeste isimli klasik ve tasavvuf müziği konserleri ve Tokyodan San Francisco”ya kadar pek çok yurt dışı ve sayısız yurt içi konserleri ile müzik birikimlerini sanat severlere sundu.
1970li yıllarda Bebek Belediye Gazinosunda Emel Sayın‘ın alt kadrosunda sahneye çıktığı sıralarda, Gazinocular Kralı Fahrettin Aslan kendisini keşfeder ve “Gel Maksim’de çalış” der. O günden sonra Ahmet Özhan, 17-18 yaşlarındayken maksimin yeni prensi olur.
1973 senesinde, başrolünü Hale Soygazi ve Aytaç Armanla paylaştığı ilk filmi olan “Çocuğumu İstiyorum” da oyunculuk deneyimi yaşar ve arkasından 4 film daha çevirir.
Bir iftar yemeğinde Muzaffer Ozak ile tanıştıktan sonra dünyaya farklı bir pencereden bakmaya başlar. Ve Türk Tasavvuf Musikisi alanında bir çok çalışmalara imza atar.
Genel Yönetmeni ve solisti olduğu toplulukla Âteş-i Aşk isimli beş CD”lik tasavvuf müziği albümü, padişâh bestekârların eserlerinden oluşan bir CD ve yine İlâhiyat-ı Kenân isimli bir tasavvuf müziği albümü yaptı.
1998 yılında Devlet Sanatçısı unvanını aldı. Hacı Arif Bey, Aliş, Hafız Yusuf Efendi gibi müzikal belgesel filmleri çevirdi. 1985 de Singapur”da yapılan Asya Müzik Festivali”nde ülkemizi temsil etti.
Özel bir televizyon kanalında dört yıl süreyle Şarkılar Seni Söyler isimli bir müzik programının yönetmenliğini, sunuculuğunu ve solistliğini yaptı.
Sanatçı Mevlana‘yı anmak için Konya’da düzenlenen Şeb-i Aruz törenlerinede konuk sanatçı olarak katılmaktadır.
Ahmet Özhan’ın Saray/Tekirdağ’da sıla sanatçılar sitesinde bir yazlığı vardır.
7 Nisan 2013 tarihinde Ahmet Özhan]a Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi tarafından Çanakkale Konservatuarı’nın önerisi ile fahri doktora unvanı verilmiştir.
Ahmet Özhan, 27 yıllık eşi Hatice Özhan’dan 28 Ocak 2013 tarihinde boşandı ve Yeşilköy’deki bir ilköğretim okulunda müdür muavinliği yapan gençlik aşkı Filiz Akbulut ile yaşamaya başladılar.
Evlilikleri :
1.evliliği: 1976 yılında Hale Soygazi ile evlendi, 1985 yılında boşandı.
2.evliliği: 1986 yılında Hatice Özhan ile evlendi, 28 Ocak 2013 tarihinde boşandı. Özgül ve Özcan isimlerinde biri kız, diğeri erkek iki çocuğu vardır.
3.evliliği: 2013 yılında Filiz Akbulut ile evlenmek üzere birlikte yaşamaya başladılar
Ahmet Özden; Müzik Prodüktörü, Pop Müzik Yarışmaları Danışmanı.
Kenan Doğulu, Nükhet Duru, Aşkın Nur Yengi, Sibel Can, Seda Sayan, Petek Dinçöz, Bendeniz, Çelik gibi birçok şarkıcının albümlerinin yapımcılığını, müzikal düzenlemelerini yapan Ahmet Özden, 1970 yılında İstanbul'da doğdu.
İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü'nü bitirdi. Kompozisyon yüksek lisansı yaptı. Salzburg Mozart Academy'de piyano eğitimine devam etti.
Halen müzik yapımcılığını sürdüren Ahmet Özden, pop müzik yarışmalarında danışmanlık da yapıyor.
Ahmet Koç: Ülkemizin önde gelen bağlama sanatçılarından biri olan Ahmet Koç,aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bulunan İstanbul Devlet Modern Folk müzik topluluğunda bağlama sanatçısı ve aranjör olarak çalışmalarını sürdürmektedir.
Sanatçı 1979 yılında girdiği İ.T.Ü. Türk Müziği Devlet konservatuarında 11 yıl eğitim aldı,ve çok erken yaşlarda sahne çalışmalarına eşlikçi olarak devam etti.1995 yılında bir çok albümün dışında ,enstrumantal olarak hazırladığı “7 KARANFİL” adlı albüm satış rekorlarına imza atınca,hemen arkasından kendi adına yayınladığı “YEDİVEREN/ANADOLU” albümü müzik marketlerde yerini aldı..1997’de Eurovision’a sanatçı Şebnem Paker ile bir Levent Çoker bestesi olan DİNLE adlı şarkı ile katılıp ülkemizi temsil ederek,o güne kadar en iyi derece olan 3.’lük çok büyük yankı uyandırdı.Eurovision’dan kısa süre sonra “YOL TÜRKÜLERİ” albümünü yayınlayan sanatçı,artık raflarda kendine özel bir yer edinmişti bile..Bu çalışmalarını sağlam bir müzikal çizgiye oturtan Ahmet Koç,asıl patlamasını sazın sınırlarını zorlayan ve herkesi şoke eden “PARADOKS” albümü ile gerçekleştirdi.Milli enstrumanımız bağlama ile yorumladığı yabancı şarkılar, bağlama ile her şeyin çalınabileceğini göstererek bir ilke imza attı.
Daha sonra 2006 yılında 2 cd olarak yayınlanan “SAĞANAK” albümü hem yerli hem de yabancı şarkılardan oluşuyordu.Ve bu albüm de “PARADOKS” kadar ilgi gördü..Bu arada müzik televizyonu KRAL TV’de 26 hafta süren “SAĞANAK” adlı bir canlı performans programı hazırlayıp sunan Ahmet Koç,Sinan Çetin’in yazıp yönettiği “MUTLU OL,BU BİR EMİRDİR” adlı kısa film de başrol oyuncusu olarak yer aldı,ve canlı performanslarıyla büyük övgü aldı.Konserlerin ardından 2007’de “SÖZÜN BİTTİĞİ YER” adlı albümle çalışmalarını sürdüren sanatçı, bu albümün ardından,son 4 albümünü içeren ,ve içinde akorların ve notaların da bulunduğu “KOLEKSİYON” adlı albümü piyasaya sürüldü..Kapak tasarımıyla da büyük beğeni toplayan bu albümden sonra,TRT müzik kanalında 26 hafta süren “SÖZÜN BİTTİĞİ YER” adlı performans programını hazırlayıp sundu.Bu arada konserleriyle devam ettirdiği müzik yaşantısına ,albüm çalışması olarak ara veren sanatçı,’artık farklı bir şey yapmalıyım’ mantığıyla oluşturduğu 2012 yapımı “RENKLİ-TÜRKÇE” adlı düet albümüyle tekrar dinleyici karşısına çıktı. Kibariye,gripin,göksel,betül demir gibi sanatçı arkadaşlarıyla oluşturduğu albüm de düetlerin yanı sıra,yine kendi çizgisinde oluşturduğu enstrumantal şarkılara da yer verdi.
Sanatçı Ahmet Koç, Türkiye’de 1610 üyesi bulunan ve kendi alanın da tek yorumcu meslek birliği olan, Müzik Yorumcuları Meslek Birliği (MÜYORBİR)’in Yönetim Kurulu Başkanlığını 2 dönemdir sürdürmektedir.
Ahmet Demir 1944 Yılında Ş.Urfa´nın Birecik ilçesinde doğdu. Birecik´te 3. sınıfa kadar okuyup, daha sonra Adana İnkilap İlkokulu´nu dışardan bitirdi. Kendircilik, çaycılık, tornacılık gibi çeşitli işlerde çalıştıktan sonra askere gitti. (1964) Askerliğini Manisa 57. Tümen Orduevinde ses sanatçısı olarak yaptı. Askerlik sonrasında Adana´ya dönen Ahmet Demir, bir süre sonra ise sanatsal nedenle İstanbul´a gitse de daha sonra yeniden Adana´ya döndü. İstanbul´a gitti. Evli ve iki çocuk babası olan Ahmet Demir, sanatçı olarak emekli olup müzik çalışmalarıyla birlikte yaşamını Adana´da sürdürmektedir.
Küçük yaşlardan beri müziğe tutkulu olan Ahmet Demir, Birecik´te tanınmaya başladı. Bu tanınma sonucudur ki, Fahri Kayahan´ın 1960-1961 yıllarında Birecik´te verdiği konsere halkın isteği üzerine davet edilip, 11 yaşında bestelediği “Geze Geze Yüreğime Dert Oldu” adlı barak mayasını Fahri Kayahan tamburu eşliğinde okuduğunda büyük beğeni aldı ve daha sonra da Birecik´e gelen konserlerde halk tarafından hep sahnede yer alması istendi. 1962 yılında sanatını ilerletmek için Adana´ya gelerek, Adana Radyosu´nda “Çukurova´dan Sesler”i yöneten Selahattin Sarıkaya´dan makam ve usül dersleri aldı. Daha sonra,”Çukurova´dan Sesler”in Adana Belediyesi Şehir Tiyatrosu salonunda gerçekleştirilen bir konserde sahne aldı. 1962-1964yılları arasında beste çalışmalarını yürüten Ahmet Demir, askerlik sonrası İstanbul´a gittiğinde bestesi olan “Geze Geze Yüreğime Dert Oldu” adlı mayayı Palandöken Plak´a okudu. Daha sonra Silvan Plak´a üç, Arfon Plak´a üç, Türküfon Plak´a iki, Odeon Plak´a iki, Şah ve Diba Plak´a 5 plak olmak üzere toplam olarak 16 plak okuduktan sonra İstanbul´dan başlayıp Siirt´te sona eren konserleriyle adından söz ettirdi. On kadar kaset de yapan sanatçı, daha sonra yine yurt içi turnelerini sürdürerek, okuduğu plakların sayısını 53´e çıkardı. Bugüne kadar 53 plak ve 10 tane de kaset yaptım. Başrolünü Perihan Savaş ve Yıldırım Gencer´in oynadığı “Kanlı Değirmen” ve “Pınarcık” adlı filmlerin türkülerini okuyan Demir´in hu güne kadar türkü, barak, arabesk vb. dallarda yüz kadar bestesi bulunmaktadır. 1970-1980 arası Edirne´den Van´a, Trabzon´dan Adana´ya kadar Türkiye´nin her köşesinde konserler veren; gazino, konser, turne, plak, gibi çeşitli sahne ve müzik çalışmalarını dolu dolu bir şekilde sürdüren Ahmet Demir; Adana, İstanbul, Bursa, Samsun, Manisa, Eskişehir, Edirne, Gaziantep ve Mersin gibi illerin pavyonlarında da bir dönem çalıştan Ahmet Demir MSG Asıl Üyesidir.
Adnan Ergil 1961 yılında Ankara'da doğdu. Türkiye'nin bir çok ünlü gurubunda çalıştı. Bir çok sanatçının çalışmalarında besteci, aranjör ve söz yazarı olarak görev aldı. Türk Folk Müziği'ne gönül verenlerdendir. Müzik çalışmalarının yanı sıra mesleği olan mimarlığa da devam etti.
Adnan Aslan