E-F-G-Ğ-H (47)
Faize Ergin (d. 1894, İstanbul - ö. 21 Şubat 1954, İstanbul)
Türk sanat müziği bestecisi, tanburi.
Tanburi Faize Hanım 1894 yılında İstanbul’da doğdu. Mabeyinci Faik Bey ile Şeminur Hanım’ın kızıdır.
Faize Hanım, Fahire Fersan’ın ablasıdır. Özel öğrenim görerek yetiştirildi. Çok küçük yaşlarında babasının yakın dostu olan Tanburi Cemil Bey’den tanbur ve musiki dersleri aldı. Endurini Hafız Hüsnü’den, İsmail Hakkı Bey’den hayli eser öğrenerek repertuarını genişletti. Darülelhan’da ve çeşitli musiki derneklerinde tanbur öğretmenliği yaptı. Çok iyi tanbur çalan ve musiki kültürü çok zengin olan Faize Hanım, maarif müfettişlerinden Ruhi Bey’le evliydi. Eşinin teşviki ile bestekârlığa başladı; az ve özlü eserler bıraktı.
Nikriz makamında “Gönül ne için ateşlere yansın”, Acemaşiran makamında “Kime halim diyeyim, kime rüsva olayım”, Şeddiaraban makamında “Bade-i vuslat içilsin kase-i fağfurdan”, Nihavent makamında "Kız sen geldin Çerkeş'ten" güfteli eserleri en tanınmış olanlarıdır.
Son yıllarını büyük bir sıkıntı ve kimsesizlik içinde geçiren sanatkâr 21 Şubat 1954 tarihinde İstanbul’da öldü.
Fâiz Kapancı (1871 Selânik / 2 Aralık 1950)
Fâiz Kapancı 1871 yılında Selânik’te doğdu. Bu şehrin tanınmış ailelerinden Ahmed Kapani’nin oğludur. Mûsiki çalışmalarına küçük yaşında başladı. Önceleri kişisel çalışmaları ile bazı bilgiler elde ettikten sonra, Selânikli Ahmed Efendi’den ud ve mûsiki dersleri aldı. Biraz da piano çalmasını öğrenmişti. Zamanla Türk Mûsikisi ve Batı Mûsikisi hakkında bilgisini derinleştirdi. Çevresinin iyi ud çalanlarındandı.İstanbul’a geldikten sonra ünlü mûsikişinasları yakından tanımaya ve iyi bir sanat
çevresi edinmeye çalıştı. Udi Nevres Bey’le yıllarca süren dostluk ve sanat arkadaşlığı yaptı. Terbiyeli ve sağlam bir kişiliği olan Kapancı, iyi şairdi ve edebiyattan da anlardı. Eserlerinin çoğunun sözlerini kendisi yazmıştı. Türk Mûsikisi’nde yenilik yapılmasına taraftardı. Ancak bu taraftarlığın ilkelerini bilemiyoruz. Bu anlayışın etkisi ile Tevfik Fikret’in “Terane” adındaki şiirini bestelemişti.
Çok az bestelemesine rağmen eserlerinin çoğu unutulmuştur. Elde bulunan yirmi beş kadar şarkısının bazıları çok güzeldir. Zamanında çok tutunmuş ve plâklara okunmuştur. Fâiz Kapancı 2 Aralık 1950 tarihince İstanbul’da öldü, Zincirlikuyu mezarlığında toprağa verildi.
Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.
Bestenigar-Gün doğdu kapın henüz kapalı
Eviç-Çayır uzun biçilmez
Hicaz-Bakın da şu geline kına yakmış eline
Hicaz-Gör ne hale koydu ben yavrucağım
Hicaz-Okşadım saçlarını bir dizi sünbül mü dedim
Hicaz-Şu dağları sarmış yonca
Hicaz-Unuttun mu o hummalı demi sevdamızı aöyle
Hicazkar-Gel seninle şöyle kol kola gidelim
Hicazkar-Hiç beklemeden bir gece sen kalbimi çaldın
Hüseyni-Seminemin gül gibidir kolları
Hüseyni-Sen gül dalında gonca ben dağ yolunda yonca
Hüzzam-Büklüm büklüm sırma saçın Eminem
Hüzzam-Firakın cevri hicranın usandım ıztırabından
Hüzzam-Günler geçer aylar geçer
Hüzzam-Seni gördü o şafak saçlara bağlandı gönül
Kürdilihicazkar-Gittide o zalim görünmez oldu
Kürdilihicazkar-Yadı mazi ile gönlüm yine şeydayı sebab
Muhayyer-Yol verin karlı dağlar
Nihavend-Gel güzelim Çamlıca'ya bu gece
Rast-Çal bende olup şevkile ahengine peşrev
Suzinak-Unutma acanım sonbahar olunca
Suzinak-Yatağını gülden yapsam
Uşşak-Bu sabah bağda erken gül açtı sen gülerken
Uşşak-Erdi bahar açıldı yer yer çemende güller
Uşşak-Hayali çıkmıyor bir dem gönülden gönülden aman
Uşşak Saz Semaisi
Uşşak-Yandım ateşlere ey mah seni gördüm
Fahri Kopuz. (1882, İstanbul - 7 Ocak 1968, Ankara)
Türk Bestekâr ve ud virtüözüdür.
Mehmed Fahri Kopuz’un Gümrük memuru olan babası Kadri Bey orta derecede ud çalardı. Kendisi de 15 yaşlarında önce Kanuna heves etti, daha sonra bunu bırakıp uda geçti. Abdülkadir Töre, Hoca Ziya Bey, Hacı Kirami Efendi, Tanburi Cemil Bey gibi ustalardan musiki öğrendi. 1903 yılında Vefa İdadisi’nden mezun oldu ve memuriyete başladı. Harbiye Nezaretinde görevli iken Çanakkale Savaşı’na katıldı ve savaşın bitimine kadar orada kaldı.
1908 yılında Muallim İsmail Hakkı Bey'in başkanlığında bazı arkadaşları ile "Mûsikî-i Osmanî Cemiyeti"ni kurdu. 1916 yılında Darüttalimi Mûsikî Cemiyetini kurdular. 1931 yılında bu topluluk dağıldı; Fahri Kopuz'un gayreti ile 1934 yılında yeniden açıldı; çalışmalarını 1939'da Ankara Radyosu'na tayin edilinceye kadar sürdürdü.
1939'da Ankara Radyosu'nda göreve başlayan Kopuz, Radyoevi'nde nota kütüphanesini kurmakla görevlendirildi. Cevdet Kozanoğlu ile birlikte büyük emeği geçti. "İncesaz" programlarını da yönetiyordu. Daha önce Darüttalimi Mûsikî'de bu tür toplu programların en iyi örneklerinin sunulmasını sağladığından, büyük bir gayretle işe sarıldı; binlerce notayı bizzat yazdı. Bugün bile Ankara Radyosu'nda kullanılan notaların çoğu onun yazmasıdır. Geleneksel bir üslûp içinde güzel fasıl programları sundu ve hocalık etti. 1961 yılında emekliye ayrıldı. Emekli olduktan sonra birkaç kez radyoevine davet edilerek kendi bestesi olan "İstanbul Efendisi"nin seslendirilmesine yardımcı oldu. Meraklı gençlere evinde musiki dersleri vererek sayısız öğrenci yetiştirdi.
Hayatı boyunca musikinin içinde olan Fahri Kopuz Tanburi Cemil Bey’den lavta, Hüseyin Sadeddin Arel ve Suphi Ezgi’den armoni, prozodi ve nazariyat, Kanuni Hacı Arif Bey’den saz eserleri, Muallim İsmail Hakkı Bey’den fasıl, Zekaizade Ahmet Irsoy’dan usul öğrendi.
Fahri Kopuz iyi bir bestekârdı. Saz ve söz musikisinde teknik bakımından kusursuz ve duygulu 60'a yakın eser besteledi. Eserlerinin hepsi de belli bir seviyenin üstündedir. Sedat Öztoprak’ın meşhur Suzidil Saz Semaisini birlikte bestelemişlerdir. Aynı zamanda iyi bir lutiye idi; zaman buldukça eski sazları onarır ve ud yapardı. Üstün bir ud icracısı olan Kopuz’un taksimleri Kalan Müzik tarafından çıkarılan Ud CD sinde yayınlanmıştır.
Fahri Kopuz Zatürre hastalığından 7 Ocak 1968 de Ankara’da 86 yaşında vefat etti. Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi. Hadiye hanımla evli ve birisi kız üç çocuk babası olup büyük oğlu Fethi Kopuz Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrasının eski keman sanatçısıydı. Fahri Kopuz aynı zamanda Türk Sanat Müziği ses sanatçısı İnci Çayırlı’nın da dayısıdır.
Eserleri
Akşam oldu her tarafı kara matem bürüdü (BİR HASBIHAL)
Aşıkım dağlara kurulu tahtım (SON DİLEK)
Bir kâsedir alev dolu gönlüm yana yana
Çektim de senin aşkını yıllarca derinden
Çeşm-i nazın süzülüp neşeden olsa handan
Çobanyıldızı gibi
Çok zamandır sevdiğim mehcur-i hüsnün olalı
Elem geçer dedik amma hakikat öyle değil
Fettan gülüşün her kanayan kalbe devadır
Gece Leyla’yı ayın ondördü...(NAZAR)
Gel şu tayyare ile hak-i kederden kaçalım
Gönlüm yine mahzun seni andım da derinden
Gözlerinin karşısında ben bir şeyler olurdum
Gül gibi sinede çift goncelerin saklı iken
Günler oluyor görmeyeli ruyini mahım
Hicaz Oyun Havası
Hülya gibi sessiz süzülüp kalbime aktın
Isfahan Saz Semaisi
Kalbimde yanarken sevgin hasretin
Kalmadı kudret efendim bende artık gayrete
Karanfil tüfek elde gümüşlü piştov belde
Karşıdan gel göreyim
Kendim yanarım aşk ile gayre zararım yok
Kordonboyunun yosması diller çalan uğru
Mahur Medhal
Mavi gözlü sarışın bir gül-i rana tanırım
Mehcur bırakıp sen beni yad ellere gitme
Naz ile meclub kıldın kendine dünyayı sen
Neden bir çift gözün derdiyle çeşmim giryebar oldu
Nikriz Sirto
Nişaburek Peşrev
O fettan dilinin sırrına kandım
Olsamdı ben sema olsandı sen heva
Ruhunda senin ruhuma bir tek güzel eş var
Ruyine saçlar dökülmüş bir demetsin gül gibi
Rüzgâr uyumuş ay dalıyor her taraf ıssız
Saçların hayatımın neşesiyle örgülü
Saki bu gece bezmimizin sazı mükemmel
Sen ki bana bütün neşe bütün hayattın (HİCRANA DÖNERKEN)
Sevdiklerimin cümlesi çıktı terelelli
Sevdim seni ah pak ü saf (Atlı Ases Operetinden)
Sizi de yaktı mı hicran ateşi (TURNALAR)
Sunar bir cam-ı memlu bin tehi peymaneden sonra
Şad olurdum belki bu baht-ı siyahım olmasa
Tarasam destelesem neşeli sünbüllerini
Tıfl-ı na-kamın acınmaz nale vü feryadına
Uyandı bülbülüm dumanlı dağda
Yasemine güle teşbih ederim sim-tenini
Yok dünyada refahım
Zavallı gönlümün yine acıklı bir melali var
Fahire Fersan (d. 1 Ocak 1900, İstanbul - ö. 3 Ocak 1997, İstanbul),
Türk kemençe sanatçısı. Fersan'ın babası, padişah II. Abdülhamid'in mabeyincisi Faik Bey, kız kardeşi tanburî Faize Ergin ve kocası besteci tanburî Refik Fersan'dır.
Musikiye küçük yaşta, Tanburî Cemil Bey'den kemençe dersleri alarak başladı.[1] Refik Fersan'la evlenip İsviçre'ye gidince, derslere ara vermek zorunda kaldı. Ülkesine dönünce, Cemil Bey'le derslerine hocasının ölümüne kadar devam etti.
Fahire Fersan, TRT İstanbul ve Ankara radyolarında uzun zaman kemençe çaldı; eşi Refik Fersan'la plaklar doldurdu. Bunun yanı sıra Münir Nurettin Selçuk'a pek çok konserde ve plakta eşlik etti.
Eyüp Uyanıkoğlu (D. Ocak 1938 Urfa /Ö 1 Ocak 2004
Ercüment Batanay (d. 9 Nisan 1927, İstanbul – ö. 4 Mayıs 2004, İstanbul)
Türk tambur virtüözü ve bestekâr.
9 Nisan 1927'de İstanbul'un Kasımpaşa semtinde hattat tamburi Kemal Batanay'ın oğlu olarak doğdu. Mesut Cemil'den tambur, Neyzen Emin Efendi'den nazariyat dersleri aldı. İstanbul Belediye konservatuvarı'nda ve İstanbul Radyosu'nda, daha sonra istifa edip piyasada çalıştı. Tamburi Cemil Bey'in icat ettiği yaylı tamburugeliştirip bugünkü hâline getirdi. Hasan Cihat Örter gibi öğrenciler yetiştirdi. 4 Mayıs 2004'te kalın bağırsak kanseri yüzünden tedavi görmekte olduğu Çapa Hastanesi'nde öldü.
Ferdi Özbeğen (17 Ağustos 1941, İzmir - 28 Ocak 2013 İstanbul),
Türk piyanist ve şarkıcı. Ülkü Aker'in, dönemin yabancı şarkılarına yazdığı Türkçe sözleri kendine has bir üslupla okumasıyla tanınmaktadır.
Annesi Ankaralı Katolik bir Ermeni aileden gelen Afet (Anita) Özbeğen, babası ise Girit göçmeni Hasan Özbeğen'di. Ferdi Özbeğen 1941’de, ikisinin de ikinci evliliğinden 1941 yılında İzmir'de doğdu[1][2][3]. 11 yaşındayken ortaokulla birlikte özel müzik öğrenimine başladı. 1960 yılında Özel İzmir Koleji'ni bitirdikten sonra İstanbul'da İktisat Fakültesi'ni kazandı fakat 1963 yılında babasının vefat etmesi üzerine eğitimini yarıda kesmek zorunda kaldı. Bu andan itibaren Ferdi Özbeğen, ilgi alanı olan müziğe yöneldi. 1965 yılında düzenlenen Hürriyet Gazetesi Altın Mikrofon yarışmasına Ferdi Özbeğen Orkestrası olarak katıldı; yarışmada "Kes Kes" ve "Sandığımı Açamadım" şarkılarını seslendirdi. Yarışmadan sonra orkestra 1967'de Okay Temiz'i, 1968'de de Esin Engin'i bünyesinde bulundurmuştur. 1974 yılına kadar orkestrası ile çeşitli lokal ve eğlence merkezlerinde konserler verdi ama en son çalıştığı Çınar Oteli'nin greve gitmesiyle orkestrası dağıldı, Özbeğen'de Şefik Uyguner'in orkestrasında çalışmaya başladı.
1977 yılında ilk uzunçaları olan Ferdi Özbeğen'le 45 Dakika'yı çıkardı. Acaba tutar mı endişesiyle yapılan bu albüm kısa sürede büyük bir satış rakamına ulaştı. 1978 yılında Orhan Gencebay'ın plak şirketi Kervan Plak'a geçerek Ferdi Özbeğen'le Sohbet, 1979 yılında Teşekkürler ve 1980 yılında da Mutluluklar albümlerini hayranlarına sundu. Sohbet albümüyle Altın Plak kazanan Özbeğen, Mutluluklar albümüyle de Platin Plak ve Altın Piyano kazandı. Bu yıllarda geniş hayran kitlelerine ulaşan Ferdi Özbeğen, kendi yorumuyla orkestralar dönemini, halk yorumuyla da tavernalar dönemini açmış oluyordu.
1980 yılının sonlarına doğru Kervan Plak ile ortaklığını bitiren Yaşar Kekeva, Yaşar Kekeva Plakçılık adında bir şirket kurdu ve milyonları peşinden sürükleyen Ferdi Özbeğen'i şirketine transfer etti; şirketin ilk plağı olan Nice Yıllara albümünü çıkardı. Bunu 1981 yılında Yaşadıkça, 1982 yılında Bir Sır Gibi ve 1983 yılında Seviyorum Delicesine albümleri izledi. Bu albümlerde Özbeğen, Ülkü Aker'in aranjmanlarından oluşan Rahbani Brothers şarkılarını, dönemin sevilen veya klasikleşmiş parçalarını ve de daha önceden söylenmiş ve unutulmuş şarkıları yeniden düzenleyerek seslendirdi; "Eskimeyen Dost", "Seni Terkedeceğim", "Yok Yok Yalan Deme", "Kandil", gibi. 1983 yılında, Şan Tiyatrosu'nda 20. Sanat Yılını Devlet Senfoni Orkestrası ile verdiği müthiş konserler zinciriyle kutlayan Ferdi Özbeğen, 1984 yılında bugün bile aynı kaliteye ulaşılamamış bir tarafı alaturka, bir tarafı pop şarkılarından oluşan Piyanist albümünü çıkardı. Alaturka balatları "Gurbette Sevgilim", "Bir Gülü Sevdim", "Bir Sevgi İstiyorum" gibi parçalardan oluşurken pop balatları Ülkü Aker aranjmanlarından oluşan "Elega-Her Gece", "La Boheme-Giden Sensin", "Cenizas-Özlenen Sevgiliye" gibi aşk şarkılarından oluşuyordu. Artık şöhretinin zirvesindedir Ferdi Özbeğen, plakları çok satar, öyle ki 1982 yılının vergi rekortmenidir.
1984 yılında Yaşar Plak'ın düştüğü zor durumdan kurtaran Ferdi Özbeğen oldu. Sizin Seçtiklerinizle albümü kendisinin yorumuyla o zamanın yapılmış ilk best of albümüdür. Dönemin sevilen 11 şarkısını seslendirdiği bu albüm kendisinin en çok satan albümü idi. Bu albümü 1985'te çıkardığı bir tarafı alaturka diğer tarafı da pop-rock temaları içeren Belki Bir Gün ve 1986'da çıkardığı tamamı Ülkü Aker aranjeleri ve daha önceki 9 albümünün orkestra şefi olan Osman İşmen'in senfonik düzenlemelerinden oluşan Sana İhtiyacım Var albümü izledi; bu albümde Orson Welles'in "I Know What Is To Be Young" ve Lionel Richie'nin "Hello" şarkılarının Türkçe uyarlamalarını seslendirdi. 1986 yılının sonlarına doğru çıkardığı Sevdiğiniz Şarkılar albümü Türkiye'de çıkarılan ilk krom kasettir ve dönemin şartlarına göre masraflıdır.
Ferdi Özbeğen, 80'lerin sonu ile 90'ların başına kadar çıkarttığı albümlerde gene alaturka ve taverna tarzı şarkılar söyledi. 90'lar yeni müzik türleriyle tanışırken kendisi de yavaş yavaş inzivaya çekildi. 1991 yılında piyasaya sunduğu nostalji albümü Şarkılarım, Türkiye'de pek duyulmayan unplugged yani elektronik müzik kullanmadan canlı performansla hazırlandı. 1998'de Kiss Müzik Firmasından Kandil albümünü çıkarır, bu albüm kendisini tanımayan yeni kuşak ve hayranları için büyük bir prestij albümü oldu. Bu albümü 2001'de Ayrılmayalım albümü izledi.
2006 yılına geldiğimizde Yaşar Plak, Ferdi Özbeğen'in 26 yıl önce okuduğu şarkıları bir re-mastered çalışmasıyla Can Suyum adıyla yayınladı. Büyük ses getiren albüm kendisini özleyen ve yeni tanıyan hayranları için güzel bir albüm oldu. Sanatçı, 2001 yılında yakalandığı prostat kanserine[4] 2013 Ocak ayında yenik düşerek tedavi gördüğü Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi yoğun bakımında yaşamını yitirdi. 30 Ocak tarihinde Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda düzenlenen törenin sonrasında Özbeğen'in cenazesi Levent Camii'ne getirildi, burada öğlen kılınan cenaze namazının ardından da Ulus Mezarlığı’nda toprağa verildi
Fehmi Tokay (1889 / 23 Haziran 1959)
1889 yılında İstanbul 'un Üsküdar semtinde dünyaya gelen Fehmi Tokay 'ın babası Sayıştay murakıbı Hüsnü Bey ve annesi Harmanlık Mektebi müdiresi Şadiye hanım 'dır. Üsküdar 'daki Ravza-i Terraki İlokulu 'nu ve daha sonra ortaokulu ve liseyi Toptaşı Askeri Rüşdiyyesi 'nde okudu. 1907 yılında bugün ki adı ile Teknik Üniversite olan Mühendishane-i Berri Hümayin 'e gitti ve savaş yılları olması nedeniyle ancak 1920 yılında mezun olabildi. Kocaeli, Ankara, Bolu ve Çankırı gibi illerde Bayındırlık Bakanlığı 'na bağlı olarak mühendis ve başmühendis olarak çalışan Tokay, 1938 yılında köprüler dairesi müdür yardımcılığına tayin edildi. Bayındırlık Bakanlığı müşavirliği görevinde iken emekliye ayrıldı.
Fehmi Tokay 'ın musiki hayatı çocuk yaşta başladı. İyi kanun çalan babasını çevresinde Kemani Aleksan, Salih Efendi Ali Rifat Çağatay ve Nevres bey gibi o devrin değerli üstatları vardı. Hüsnü Bey bunlarla bir araya gelir meşk eder ve fasıllar geçerlerdi. Bu çevre küçük Fehmi 'nin musiki zevkinin aşısı oldu. Başta babası olmak üzere Hadi Bey ve Rauf Yekta ile beraber meşk yapmaya başladı. Yenişehirli Ferit Efendi 'den edebiyat dersleri aldı. Çok güzel sesi olan ve güzel şarkı icra eden Tokay, nota bilmezdi. Bestelerini Dr.Nevzat Atlığ ve Alaettin Yavaşça notaya alırdı.
23 Haziran 1959 tarihinde geçirdiği kalp krizi sonucunda İstanbul 'da hayata gözlerini yumdu.
Bestekârlığa çoğu bestekârların kompozisyonları bıraktığı yaşlarda başladı ve ilk eserini 52 yaşında yaptı. Tahir Buselik Makamında ve Devrihindi olarak 1941 yılında ilk şarkısını besteledi.
Gülle hembezm-i visaliz gerçi hâr olsak da biz
Gönlümüz benzer bahara ihtiyar olsak da biz
Şairiz kan dökmeden sayd eyleriz ahuları biz
Dönmeyiz sevda yolundan tarumar olsak da biz
1942 yılında uşşak makamında curcuna şarkısı ile besteciliğe devam etti.
Gördümse seni ruhuma gir oy demedim ya
Sevdimse seni kalbe ateş koy demedim ya
Yoktur bu kadar yanmaya gönlümde tahammül
Sevdimse seni kalbe ateş koy demedim ya
1941_1945 yılları arasında en verimli devrini yaşayan Tokay, bu zaman dilimi içinde 69 eser besteledi. 1946 yılından ölüm yılı olan 1959 yılına kadar ise sadece 30 eser musiki repertuarına hediye etti. Eserleri günümüze kadar değerini korumakta olup Bayati makamında bestelediği " Benzemez kimse sana " şarkısı günümüzde yediden yetmişe herkesin dilinde olmuştur. Efsane sanatçı Müzeyyen Senar son albümü olan " Bir ömre bedel " CD 'sinde Türk Hafif Müziği solisti Tarkan ile düet yaparak icra etti ve genç kuşakların Türk Sanat Müziği'ne ilgi duymalarında önemli rol aldı.
Besteleri
Benzemez kimse sana Aksak Bayati Rüştü Şardağ
Benzemez kimse sana tavrına kurban olayım
Bakışından süzülen işvene kurban olayım
Lütfuna ermek için söyle perişan olayım
Bakışından süzülen işvene kurban olayım
Geçti bahar hazan erdi bu yerde Düyek Buselik Melahat Akan
Geçti bahar hazan erdi bu yerde
Deli gönül yine dertte kederde
Şakımıyor bülbül artık seherde
Deli gönül yine dertte kederde
Bir gün sana sunsam şu kırık telli sazımla Türk Aksağı Ferahfeza
Bir gün sana sunsam şu kırık telli sazımla
Ruhumda alevlenmiş olan beste-i aşkı
Yakmazsa da dağlar sanırım kalbimi bir an
Rahm et , o şifayab edecek hasta-ı aşkı
Aşkı seninle tattı hicranla yandı gönül Düyek Hicaz Melâhat Akan
Aşkı seninle tattı, hicrânla yandı gönül
Evvel coştu taştı da şimdi uslandı gönül
Cevri safâya kattı, hayli aldandı gönül
Evvel coştu taştı da şimdi uslandı gönül
O ahu bakışlara bir anda kaldı gönül Curcuna Karciğar Karacaoğlan
O ahu bakışlara bir anda kaldı gönül
Neden inandın ona , nasıl aldandın gönül
Sen ki söze kanmaz , her vaade inanmazdın
Neden inandın ona , nasıl aldandın gönül
Gönlüm ezhar içinde Devri-hindi Rast A.Demiray
Gönlümün ezhar içinde gül gibi dildarı var
Neylesin her sevgisinde bir yığın ağyarı var
Gül sevenler katlanır harın dil azar cevrine
Her gönlün bir goncası, her goncanın bir harı var
Gelmedin bir kerreden mâ'da neden Müsemmen Uşşak
Gelmedin bir kerreden mâ'dâ neden ?
Başka hiçbir şeyle gönlüm dolmuyor
Razıyım rüyada görsem gelmesem
Aşk yanan gözlerde hiç solmuyor
Uykusuz gözlerde sabah olmuyor
Fecri Ebcioğlu (d. 2 Mart 1927, İstanbul - ö. 6 Mart 1989)
Türk besteci, şarkı sözü yazarı, aranjör, DJ ve şarkıcı,eski kaleci. 1960'lı yıllarda Türk popüler müziğine damgasını vurmuş müzik insanı.
1961 yılında Bob Azzam'ın "C'est écrit dans le Ciel" adlı parçasına Türkçe sözler yazıp "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" adıyla İlham Gencer'e söyletmesi ile Türk Popu'nu başlatmıştı. Bu parça Türkçe söylenmiş ilk pop şarkısıdır. O tarihe kadar bu tarz parçalar yine Türk şarkıcılar tarafından orijinal dillerinde yani İngilizce, İspanyolca, Fransızca ve İtalyanca söyleniyordu.
1960'ların başında Fecri Ebcioğlu ve Sezen Cumhur Önal birlikte yabancı şarkılara Türkçe söz yazma modasını başlattılar, böylece 10 yıl kadar sürecek olan "aranjman" müzik akımının öncüleri oldular. Fecri Ebcioğlu Ajda Pekkan Ay-feri, İlham Gencer, Selçuk Ural gibi şarkıcılara Türkçe sözlerle Avrupa dillerinde şarkılarını söyletirken, Marc Aryan ve Adamo gibi Avrupalı sanaçlılara da Türkiye'ye geldiklerinde kendi parçalarına Türkçe sözler yazarak plak doldurttu.
Gençliğinde kalecilik yapmış ve bir dönem Fenerbahçe'de forma giymiştir. İstanbul Levent'te hayatının bir bölümünü geçirdiği sokağa adı verilmiştir.
2 Mart 1927 yılında İstanbul'un Cihangir semtinde dünyaya geldi. Evin tek erkek çocuğu olduğu için el üstünde büyütülmüştü. Müziksever bir ailesi vardı, annesi ut çalıyordu evde Türk müziği hiç eksik olmazdı. Babıali'de bir kırtasiyeci dükkânı işleten babası alafranga müziğin düşmanıydı ve sırf bu nedenle eve radyo almıyordu. Buna rağmen evlerine çok yakın olan 'Ege Bahçesi' nden duyulan alafranga müzikler küçük Fecri'yi etkileyecekti. Hep bir sanatçı olmayı düşleyen Fecri ortaokul ve lise'yi Taksim'de okur. Cihangir yıllarından bir arkadaşı da Gazanfer Özcan'dı. Aile sonra Cağaloğlu'na taşınır, yazları ise Anadoluhisarı'ndaki konaklarında geçirirler. Bu yıllarda futbolla ilgilenir, Anadoluhisarı'nda lakabı "Kedi kaleci"dir ve Fenerbahçe futbol takımının kadrosuna seçilmiştir. Sonra çeşitli takımlarda birkaç sene daha kalecilik yapmıştır. Hisar'daki arkadaşlarından biri de Ergun Sav'dır (emekli diplomat) ve onun Küçüksu gazinosunda piyano çalıp şarkı söylediğini gayet iyi hatırlamaktadır.
1944 yılında 17 yaşındayken Babıali'de 'Öz Fenerbahçe' dergisinin yazı işleri müdürü olarak iş yaşamına başlamıştı, burada ilk tanışı Halit Kıvanç olmuştu. 1950'lerin başında Yeşilköy Hava Limanı'nda bir havayolu şirketinde çalışmaya başladı. Şirket onu kurs için 1953'te ABD'ye gönderdiğinde, orada da müziğe olan ilgisi devam etti, akşamları TV ve DJ'lik kurslarına devam etti, TV'lerda takdimcilik yaptı. 1956'da Türkiye'ye dönünce DJ olarak çalıştı. 1957-1960 yıllrı arasında Önce Yeni Sabah sonra da Hürriyet gazetelerinde müzik yazıları yazdı. 1961'de İstanbul Radyosu'nda haftalık bir müzik programı yapmaya başladı, 'Çay Saati Melodileri' adlı bu programda çaldığı plakların bir kısmını Amerikan Haberler Merkezi'nden temin ediyor, çoğunluğunu da dinleyicilerin gönderdiği plaklar arasından seçiyordu. Salı günleri yayınlanan ve bir saat süren bu radyo programı dinleyici rekorları kırmış ve Türkiye'de birçok şarkının sevilmesine yol açmıştı. Özellikle ithal plaklara ulaşmanın kolay olmadığı bir tarihte program büyük bir eksikliği gideriyordu.
Şarkı sözü yazarlığına başlaması ise şöyle olmuştu; Avrupa ülkelerinde popüler olmuş parçaların her ülkede o ülkenin diliyle de söylendiği ve çok beğenildiği konusu zaten uzunca bir süredir aklını kurcalıyordu. 1960'da Hollanda'dan dönerken Bob Azzam'ın o günlerin popüler şarkısı C'est Ecrit Dans Le Ciel'ine Türkçe sözler yazmaya başladı ve bunları uçak biletinin arkasına (başka bir söylentiye göre de sigara paketinin arkasına) karalayıverdi, parçanın adını da Bak Bir Varmış Bir Yokmuş yapmıştı. İstanbul'a indiğinde arkadaşı İlham Gencer'in çalıştığı gece klübü "Çatı" ya gittiğinde kendisinden bir şarkı isteği yapılmıştı. Orada bu parçayı söylediğinde önce şaka yapıyor zannedilmiş sonra da şarkıyı defalarca tekrar etmek zorunda kalmış. İlham Gencer bu şarkıyı plak yaptığında Türkiye'de bir ilk gerçekleşiyor ve ilk kez bir pop şarkısı Türkçe sözlerle söylenmiş/plağa alınmış oluyordu. Bunun arkası gelecekti. 1964 yılında Belçika'lı şarkıcı Adamo konser için İstanbul'a geldiğinde onun meşhur şarkısı Tombe La Neige'i de Türkçeleştirmişti. Adamo kendi şarkısını Her Yerde Kar Var adıyla Türkçe okuyunca Atlas Sinemasında yer yerinden oynadı, şarkının plağı yok sattı. Şarkılarını Fransızca ve İspanyolca söyleyen İzmir'li şarkıcı Dario Moreno'ya da ilk kez Türkçe sözler yazdı, bunlar Deniz ve Mehtap ve Her Akşam Votka, Rakı ve Şarap'tı.
1965 yılında o tarihlerde henüz çok tanınmamış bir sinema oyuncusu olan Ajda Pekkan'a "Her Yerde Kar Var" ve "Onyedi Yaşında" şarkılarını verdi ve plak yaptırttı. (Ajda Pekkan 1963 yılında Ses Dergisi'nin kapak yıldızı yarışmasında birinci seçilerek aynı yıl ilk filmini çekmişti) Daha sonra Pekkan için yazdığı Strangers in the Night ın aranjmanı olan İki Yabancı hit oldu ve arkası geldi, Ebcioğlu Ajda Pekkan için onlarca aranjman daha yapacaktır. 1960'larda popüler müzikle ilgili her alanda onu görürüz. Şarkı sözü yazarlığı, müzik festivalleri ve yarışmalarında sunuculuk dışında onlarca filmin de müziklerini yapmıştır. 1968'e kadar müziklerini yaptığı filmler arasında Acı Hayat, Suçlular Aramızda, Yılanların Öcü ve Susuz Yaz gibi filmler de vardı. Bu arada İstanbul Radyosundaki DJ'lik çalışmaları devam ediyor pazarları yayınlanan "Dinleyici İstekleri" programına haftada 6.000 mektup geliyordu. Fecri Ebcioğlu aynı zamanda Türkiye'nin ilk TV sunucusudur, 1956 yılında İstanbul'da deneme yayınlarına başlayan İTÜ televizyonunda 'Ebcioğlu Show' u uzunca bir zaman sunmuştu. Hatta şarkıcı Gönül Yazar'a bu televizyonda ilk play-back'i de o yaptırtmıştı. TRT ile devam eden televizyon serüveni 'Yedi Tepeden' 'Biz Bize', 'Laf Lafı Açar' (1978) ve 'Hatıralar' (1984) adlı show programları ile devam etti.
58 yaşında felç geçirerek Çapa Hastanesi'nde uzun bir süre yattı. Boynundan aşağısını hareket ettiremiyordu ancak büyük bir azimle iki yıl içinde ayağa kalktı. Artık Levent'e taşınmıştı. 6 Mart 1989 tarihinde Levent'teki evinde kalp krizi geçirerek öldü. Evinin bulunduğu sokağa adı verilmiştir; "Fecri Ebcioğlu sokak".
Fecri Ebcioğlu 1961 yılında Fransız şarkıcı Bob Azzam'ın "C'est écrit dans le Ciel" adlı Fransızca şarkısına Türkçe sözler yazarak "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" adıyla İlham Gencer'e söyletmişti. Böylelikle Türkiyede bir ilk gerçekleşiyordu ve ilk kez yabancı dilde yazılmış bir şarkı Türkçe sözlerle plağa alınıyordu. Artık müzikte Türk Popu dönemi başlamıştı. İlk aranjmanı yapmak Ebcioğlu'na nasip olmuştu ama piyasada güçlü bir rakibi daha vardı o da Sezen Cumhur Önal'dı. Her ikisi de canla başla yabancı şarkılara Türkçe sözler yazma yarışına giriştiler. Aralarında tatlı bir rekabet de vardı. Hatta sanatçıları bile paylaşmışlardı. Ajda Pekkan, Gönül Turgut, Ay-feri gibi bazı sanatçılar Fecri Ebcioğlu'nun söz yazdığı sanatçılar grubuna dahilken aralarında Berkant, Özdemir Erdoğan, Kamuran Akkor, Ertan Anapa ve Selçuk Ural'ın da bulunduğu bir diğer grup ise Sezen Cumhur Önal'ın şarkı sözü yazdığı diğer sanatçı grubunu oluşturuyorlardı.Tarzları da birbirine çok benziyordu. Örneğin her ikisi de Türkiye'ye konser için gelen Avrupa'lı şarkıcıların kendi bestelerine Türkçe söz yazıp yine kendilerine söyletiyorlar ve plak doldurtuyorlardı. Şarkı söylettikleri Avrupalı şarkıcıları da neredeyse paylaşmışlardı. Fecri Ebcioğlu Adamo, Marc Aryan ve Juanito'yu angaje etmişken Sezen Cumhur Önal da Patricia Carli ve Peppino Di Capri ve Sacha Distel'e plak doldurtuyordu. Ufak tefek çakışmalar da olmuyor değildi. Örneğin 1966 yılında Fecri Ebcioğlu Patricia Carli'nin Les Mal Aimés adlı şarkısının aranjmanını "İlkokulda Tanışmıştık" adıyla yapmış ve Ajda Pekkan'a plak doldurtmuştu. Sezen Cumhur Önal ise aynı yıl Patricia Carli'yi bizzat stüdyoya sokarak kendi parçası Les Mal Aimés'in iki ayrı Türkçe versiyonunu plak haline getirmişti bunlar "Boğaziçi" ve "Özlerim İstanbul'u" idi.
Aranjman akımının (modasının) bu iki öncüsü Fecri Ebcioğlu ve Sezen Cumhur Önal'a bir süre sonra Fikret Şeneş ve Ülkü Aker, 1970'lerde de Norayr Demirci katıldı. Uzun yıllar bu alanda sadece bu isimler etkili oldu.Aranjmanını yaptığı şarkılar Tümünün sözlerini Fecri Ebcioğlu yazmıştır.
1961 - "Bak Bir Varmış Bir Yokmuş" - Yorumcu: İlham Gencer, Müzik: Bob Azzam (orj.C'est écrit dans le Ciel) Not: Bu single ilk önce taş plak da denen 78 devirlik büyük plak şeklinde basılmıştı (Gramofon Ltd.Şirketi LA 345b) , sonradan vinil 45'lik plak olarak da basıldı. İlham Gencer'e "Karakediler" vokal grubu eşlik ediyordu.
1964 - "Göz Göz Değdi Bana" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Ben Raleigh (orj. Not Responsible) Serengil Plak 10001 B-Yüzü
1965 - "Her Yerde Kar Var" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcoğlu - Müzik: Salvatore Adamo (orj. Tombe La Neige) Serengil Plak 10007 A-Yüzü
1965 - "Onyedi Yaşında" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcoğlu - Müzik: Del Preto Serengil Plak 10007 B-Yüzü
1966 - "İstanbul Kızları" - Yorumcu: Dario Moreno, Söz: Fecri Ebcioğlu
1966 - "Her Akşam Sarhoş" - Yorumcu: Dario Moreno, Müzik: Guy Bertret - J. Nilovic, Söz: Fecri Ebcioğlu (orijinali: Y'a du Travail)
1966 - "Deniz ve Mehtap" (Aşkımız Bitti- Deniz ve Mehtap) - Yorumcu: Dario Moreno, Müzik: André Borly/Armand Canfora/Michel Jourdan, Söz: Fecri Ebcioğlu, Barclay Plak. (Orijinali: Les Mouettes de Mykonos)
1966 - "Moda Yolunda" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Marc Aryan (orj. Ma Loulou) Odeon Plak 706 A-Yüzü
1966 - "Serseri" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Charles Aznavour Odeon Plak 706 B-Yüzü
1966 - "Seviyorum" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: P. Sezian Odeon Plak 707 A-Yüzü
1966 - "İlkokulda Tanışmıştık" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Patricia Carli (Orijinali Les Mal Aimés) Odeon Plak 707 B-Yüzü (Patricia Carli de bu kendi şarkısını bu kez Sezen Cumhur Önal'ın Türkçe sözleriyle "Özlerim İstanbul'u" adıyla plak yapmıştı)
1967 - "Sensiz Olmam" - Yorumcu: Ayten Alpman,
1967 - "Kim İçin Ne İçin" - Yorumcu: Gönül Turgut, Müzik: Tony Cucchiara ( Se Voui Andare Vai)
1967 - "Arkadaşımın Aşkısın" - Yorumcu: Juanito, Gönül Yazar Müzik: Enrico Macias/Rene Pascal blank (orj. La Femme de Mon Ami)
1967 - "Gardiyan" - Yorumcu: Juanito, Müzik: Ramon Cabrera
1967 - "Yaşanmaz Aynı Evde" - Yorumcu: Tanju Okan, Müzik: C. Carson Parks, (orj. Something Stupid)
1967 - "İki Yabancı" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Charles Singleton - Bert Kaempfert, (orj. Strangers in the Night) Regal Plak 5002 A-Yüzü
1967 - "Dönmem Sana" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Jo Van Wetter Regal Plak 5003 A-Yüzü
1967 - "İlk Aşkım" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Hervé Vilard Regal Plak 5003 B-Yüzü
1967 - "Sevdiğim Adam" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Charles Aznavour Regal Plak 5027 B-Yüzü
1968 - "Dünya Dönüyor" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Marc Aryan (orj. Volage Volage) Regal Plak 5041 A-Yüzü
1968 - "Üç Kalp" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Patricia Carli Regal Plak 5041 B-Yüzü
1968 - "Kimdir Bu Sevgili" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Marc Aryan (orj. Un Petit Slow) Regal Plak 5051 A-Yüzü
1968 - "Onu Bana Bırak" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Patricia Carli Regal Plak 5051 B-Yüzü
1968 - "Boş Sokak" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Udo Jürgens (orj. The Music Played) Regal Plak 5057 A-Yüzü
1968 - "Çapkın" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: P. Peters Regal Plak 5057 B-Yüzü
1968 - "Oyalama Beni" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Tony Del Monaco. "Ajda" albümünden. REGAL LRZT 705
1968 - "Saklambaç" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: H. Mancini, J. Mercer.(Orj. Charade) "Ajda" albümünden. REGAL LRZT 705
1968 - "Sarhoş" - Yorumcu: Dario Moreno, Müzik: G. Bertret - J. Nilovic, Söz: Fecri Ebcioğlu
1968 - "Böyle Gelmiş Böyle Geçer" - Yorumcu: Gönül Akkor, Müzik: Rahbani Brothers, (orj. Al Bint Chalabiya) Sahibinin Sesi Plak
1968 - "Babam Gibi" - Yorumcular: Tanju Okan & Rüçhan Çamay, Müzik: Lee Hazlewood, Odeon Plak.
1968 - "Bu Ne Biçim Hayat" - Yorumcu: Semiramis Pekkan (ayrıca Ebcioğlu da seslendirdi), Müzik: Gene Raskin, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu. (orijinali: Those Were the Days)
1968 - "Gölgen Yeter Bana" - Yorumcu: Rüçhan Çamay, Müzik:Patricia Carli, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu. (orijinali: Le Petit Chien)
1968 - "Cennet Yolu" - Yorumcu: Alpay, Müzik: Vital Francisco Lopez, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu. (orijinali: Esperame en el Cielo)
1968 - "Gel Esmerim" - Yorumcu: Okyay, Müzik: Salvatore Adamo, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu. (orijinali: Viens Viens ma Brume)
1968 - "O Adam" - Yorumcu: Rüçhan Çamay, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu. (orijinali: Melina)
1968 - "Hayat Üç Perdedir" - Yorumcu: Tanju Okan, Müzik: Hervé Vilard, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu. (orijinali: Il Reviendra le trés joli bateau)
1969 - "Kim Silecek Bu Yaşları" - Yorumcu: Tayfun, Müzik: Tite Curet Alonso, (orj. All of a Sudden)
1969 - "Ne Tadı Var Bu Dünyanın" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: P. Peter, A. White, (orj. Jovankee), Regal Plak 5061 A-Yüzü
1969 - "Mesut Ol Sen" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Tony Osborne,, (orj. Blue Bolero) Regal Plak 5061 B-Yüzü
1969 - "İki Yüzlü Aşk" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Franco Semel Regal Plak 5062 A-Yüzü
1969 - "Erkekleri Tanıyın" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Aris San Regal Plak 5062 B-Yüzü
1969 - "Durdurun Şu Zamanı" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Skornik Owen, (orj. Too Many Tears) Regal Plak 5066 A-Yüzü
1969 - "Yaşamak Ne Güzel Şey" - Yorumcu: Ajda Pekkan Söz: Fecri Ebcioğlu - Müzik: Roberts Regal Plak 5066 B-Yüzü
1969 - "Bu Bir Başka Masal" - Yorumcu: Juanito, Müzik: Enrico Macias, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu. (orj. Par ton Preamier Baiser)
1970 - "Birazcık Yüz Ver" - Yorumcu: Gönül Turgut, Müzik: Rahbani Brothers, (orj. Al Oudal el Mensiyyi)
1971 - "Kumsaldaki İzler" - Yorumcu: Juanito, Müzik: Marfisi/B. Bacara/Darbal (orj. Solenzera)
1972 - "Palyaçodan Başka Neyim" - Yorumcu: Gökhan, Müzik: Claudio Mattone, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu. (orijinali: Il Cuore é uno zingaro)
1973 - "Öğretmenim" - Yorumcu: İstanbul Gelişim Orkestrası, ayrıca Nilüfer ve Rana Alagöz. Müzik: Irene Sheer (Orijinali: Goodbye Mama).Söz: Fecri Ebcioğlu[5]
1974 - "Körebe" - Yorumcu: Nilüfer, Beste : Sebastian Lana Michaele (orj. Emmene-Moi Demain Avec Toi)
1977 - "Eylül'de Gel" - Yorumcu: Alpay, Müzik: Marc Aryan (or. Qu'un Peu d'Amour)
1987 - "Hayalimdeki Resim" - Yorumcu: Alpay, Müzik: Christos Skaltsounakis (or. Imerologio Monaxias)
19.. - "Artık Yalnızım" - Yorumcu: Juanito, Müzik: Daniel Bevilacqua, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu, (Orj.J'ai Entendu La Mer).
19.. - "Son Şarkım" - Yorumcu: Juanito, Müzik: Enrico Macias-M.Ayela, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu, (orj.Non Je n'ai Rien Oublie).
19.. - "Duyduk Duymadık Demeyin" - Yorumcu: Ercan Turgut, Müzik: V.Vasiladi, Türkçe Sözler: Fecri Ebcioğlu
Esmeray Diriker (d. 25 Şubat 1949, Emirgan, İstanbul - ö. 25 Mart 2002, İstanbul)
1960 yılında Emirgan Ortaokulu'nun son sınıfındayken İstanbul Şehir Tiyatrosu'na eğitimini yarıda bırakarak girdi ve Çocuk Bölümü'nde ilk kez sahneye çıktı. Beş yıl kadar Şehir Tiyatroları'nda çalıştı. Ondan sonra özel tiyatrolara geçti ve ilk olarak Dormen Tiyatrosu'nda Dün Gece Yolda Giderken Çok Komik Bir Şey Oldu oyununda oynadı. Daha sonra sırasıyla Avni Dilligil, Özlem, Özlem Taşdelenler, Sezer Sezin Tiyatroları'nda oyunculuk yaptı. Tiyatrolara 1974 yılında Muammer Karaca ile oynadıkları Mart Bakanı ile veda etti. Sev Kardeşim ve Zilli Nazife adlı fimlerde rol almasıyla birlikte Unutama Beni filminde de misafir oyuncu olarak yer aldı.
Neriman Altındağ Tüfekçi'nin yönettiği koroda müziğe adım attı. 1973'te Kim Bunlar? topluluğunun solistliğini yaparken, toplulukla birlikte çıkardıkları "Kim Bunlar?" adlı plağın A yüzünde seslendirdiği "100 Kerre 1000 Kerre" adlı şarkıyla müzik dünyasına adım atmış olmasına rağmen plağın üstünde adı bile yazmıyordu.
TRT'nin düzenlediği ve bir daha da tekrarı olmayan 1. Toplu İğne Beste Yarışması'nda eşi Şemi Diriker'in (bestelerinde Erol Tanır imzası geçerdi) bestesi olan "Unutama Beni" ile birincilikte adını duyurdu ama uzun bir zaman Unutama Beni'yi ekranda seslendiremedi ve bu plaktan sonra yaptığı 45'liklerle de TRT Denetimi'ne takıldı. Aynı yıl bir profesyonel olarak ilk defa Küçük Bebek Belediyesi Gazinosu'nda sahne aldı. 1975 yılında ilk longplay çalışması yayınlanamayınca TRT'yi halka şikayet etti. 1977'de yaptığı "Gel Tezkere" plağıyla ikinci büyük çıkışını yaptı ve sonraki yıllardaysa asker şarkıları söylemeye devam edip halkın büyük beğenisini kazandı.
1978 yılında Eurovision Türkiye finalinde, kendine özgü eserleriyle tek tek tanıdığımız altı sanatçı Eurovision Şarkı Yarışması için bir araya gelmişlerdi. Esmeray dışında, Ertan ve Funda Anapa, Melike Demirağ, Kerem Yılmazer ve İskender Doğan'dan oluşmaktaydı bu grup. Atilla Özdemiroğlu'nun bestelediği, Şanar Yurdatapan'ın sözlerini yazdığı ve Lale Özdemiroğlu (Mansur)’un koreografisini hazırladığı "İnsanız Biz"i seslendirdiler ve milyonlarca müzikseverin sevgisini kazandılar.
Bugüne kadar 9 adet 45’lik, 4 adet LP ve 1 adet kaset (Kağıt Mendil) çalışması yapan Esmeray, 1981 yılında yapmış olduğu "Sürpriz 81" albümünde Türk Sanat Müziği eserlerini seslendirdi. 1986'da profesyonel sahne çalışmalarına son verdi. Bu tarihten sonra "Alıştık Artık" adlı TV programında uzun süre Ayşegül-Ali Atik'le birlikte rol aldı. Daha sonra Küçük Besleme, Reyting Hamdi gibi çeşitli TV dizilerinde de çalışmalar yaptı. Son olarak 1995 yılında Nedim Saban Tiyatrosu’nda "Oscar" adlı oyun ile tekrar tiyatroya döndü. 2000 yılında "Hep Aynı Yaygara" ve "Dilekçe" oyunlarında rol aldı. 2000 yılında yayınlanan "Eski Dostlar" albümüyle tekrar müzik çalışmalarına hız veren Esmeray, ayrıca TV dizilerinde oyunculuk yapmaya devam ederek, sanat hayatını sürdürmüştür.
25 Mart 2002'de hayata gözlerini yumdu; Zincirlikuyu Mezarlığı'nda toprağa verildi.
100 Kere 1000 Kere - Sen (1973)
Unutma Beni - Ayrılık Olsa Bile (1974)
Elveda Yavrularım - İlk Muhabbet (1975)
"Antalya'ya Koş - Antalya'ya Koş (Enstrumantal)" (1975)
Soruyor Musun? - Garip Aman (1975)
Yayınlanmaz (Albüm, Kasım 1975)
13.5 - Büyümsün (1976)
Oylum Oylum...- Bir Gün Gelecek (1976)
Gel Tezkere Gel - Yollara Düştüm (1977)
Yollar Yollar - Lanet (1977)
İnsanız Biz - Vur Şu Sazın Tellerine (Ertan Anapa, Funda Anapa, İskender Doğan, Kerem Yılmazer ve Melike Demirağ ile birlikte)
"Yaz Romancı" (Albüm, 1977)
Oğlum (1980, Albüm)
Sürpriz 81 (1981)
Kağıt Mendil (Albüm, 1993)
Unutama Beni (2003)
"Askerin Türküsü" (2008)
Diğer...
Esin Engin (d. 17 Mayıs 1945 - ö. 4 Mayıs 1997)
Besteci, aranjör, şarkıcı, orkestra şefi ve müzisyen.
1945'te Kırım Tatarı asıllı bir ailenin oğlu olarak dünyaya geldi. 5 yaşında müziğe başladı. Önce ud ve kanun ile Klasik Türk Müziği eğitimi aldı.
Lise öğrenimi için gittiği Amerika'da ise piyano ile Batı Müziği eğitiminin yanı sıra armoni ve kompozisyon dersleri de gördü. İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Yüksek Okulu'nu ve İstanbul Belediye Konservatuarı şan bölümünü bitirdi.
İlk olarak dönemin önemli orkestralarında müzisyen ve solist olarak çalıştı ve filmlerde şarkı seslendirdi. İlk 45'liğini 1968'de çıkardı. İlk büyük çıkışını ise 1972'de çıkardığı iki 45'likle yaptı: "Dök Zülfünü Meydane Gel" ve "Tango". "Dök Zülfünü Meydane Gel"de Klasik Türk Müziği'ni ilk defa aslına zarar vermeden çok sesli hale getirerek seslendirdi. "Tango"da ise 30'lu yılların tangolarını değişik düzenlemeleriyle tekrar gündeme getirdi. 1973'te "Bana Ellerini Ver/Gözlerin Deniz" 45'liğini ve ilk Long-Playi olan "Modern Oyun Havaları"nı çıkardı. Geleneksel müziğimizi aslına zarar vermeden armonize ederek yönettiği orkestarsına uyguladığı bu enstrümantal albüm büyük ilgi görerek satış rekorları kırdı. Yurtdışına ihraç edilerek müziğimizin tanıtılmasında büyük rol oynadı. Bu başarı üzerine Esin Engin aynı anlayışla 1974'te "Anadolu", 1978'de "Modern Fasıl" ve çeşitli senelerde "Modern Oyun Havaları" serisinin diğer albümlerini çıkardı. Bir yandan da 1974'te "Dönmeyen Yıllar/Ankara'nın Taşına Bak" 45'liğini, "Tangolar" ve "Dünden Bugüne" albümlerini, 1976'da "Aşık Olmuşum/Sana Geldim",1977'de "Sen de Bizdensin Arkadaş/Gurur Duyarım", 1978'de "Gönül Oyunu/Sevmesin Yeter" gibi hit olmuş 45'liklerle şarkıcılığını sürdürdü.
1972'den itibaren aranjör,orkestra şefi ve müzisyen olarak Türk Popunun ve Türk Sanat Müziğinin birçok sanatçısının perde arkasındaki başarı anahtarı oldu. Sezen Aksu, Erol Evgin, Zerrin Özer, Nükhet Duru, Nilüfer, İlhan İrem, Tanju Okan, Tülay Özer, Esmeray, Ayla Algan, Erol Büyükburç, Ömür Göksel, Attila Atasoy, Gönül Akkor, Yıldırım Gürses, Semiramis Pekkan, Ali Kocatepe, Füsun Önal gibi birçok sanatçıya beste ve düzenleme yaptı ve Türk Popunun ve Türk Sanat Müziğinin birçok hit parçasına imza attı. Melih Kibar, Bora Ayanoğlu, Selmi Andak gibi bestecilerle; Çiğdem Talu, Ülkü Aker, Fikret Şeneş gibi söz yazarlarıyla çalıştı.
1980'de "Hisseli Harikalar Kumpanyası", 1984'te "Lüküs Hayat" gibi müzikallere müzik yönetmenliği yaptı, "Kanlı Nigar", "Fermanlı Deli Hazretleri", "Deli Eder İnsanı Bu Dünya" gibi birçok müzikal, "Aile Şerefi", "Gazeteciden Dost", "İstanbul'un Gözleri Mahmur" ve "Müfettiş" gibi birçok tiyatro oyunu besteledi.
Film Müziği alanında ise Osman F. Seden, Atıf Yılmaz gibi usta yönetmenlerle çalıştı. 1986'da Aydan Şener'in başrolünü oynadığı "Çalıkuşu" dizisinin klasikleşen müziklerine imza attı. "Zübük", "Hayallerim, Aşkım ve Sen", "Kadının Adı Yok" gibi sinema filmlerine; "Yol Palas Cinayeti", "İki Kadın", "Tatlı Betüş", "Gül ve Diken", "İki Kız Kardeş", "Zühre" gibi Tv dizilerine unutulmaz besteler yaptı.
1994'te kan kanserine yakalanan Esin Engin film müziklerinin çoğunu hasta yatağında besteledi.
Son döneminde "Nostalgic Russian Tzigane", "Gypsy Fire", "Film Müzikleri" gibi albümlere imza attı. 4 Mayıs 1997'de kansere yenik düştü.
Esin Afşar (14 Eylül 1936 / 14 Kasım 2011)
Esin Afşar, 14 Eylül 1936 tarihinde babasının diplomat (başkonsonsolos) olarak görev yaptığı İtalya’da Bari şehrinde doğmuştur. Babası Nüzhet Haşim Sinanoğlu’dur. Annesi Rüveyde Sinanoğlu, gazeteci ve yazardı. 3 yaşındayken Türkiye’ye döndüler. Babasını 5 yaşındayken kaybetti.
Ankara TED Koleji’nde ilkokula başladı, okudu, ortaokulun ardından Ankara Devlet Konservatuarı piyano bölümünü bitirdi. Maria Callas ve Leyla Gencer’in hocası olan Madam Hidalgo ve Madam Böhm‘den şan dersleri aldı.
Devlet Tiyatroları’nda piyanist olarak işe başladı. Muhsin Ertuğrul‘un ”Sahnenin çukurunda olacağına üstünde ol” isteğiyle tiyatro oyunculuğuna başladı. 12 yıl boyunca çeşitli oyunlarda oynadı. Bu dönemde tiyatro oyuncusu Kerim Afşar ile evlendi ve kızı Pınar doğdu.
Fantastiks adlı bir müzikalde oynarken, Erkan Özerman‘ın teklifiyle müziğe döndü. 1968’i 69’a bağlayan yılbaşı gecesi, Ankara Bulvar Palas’ta hafif müzik tarzında şarkılar söylemeye başladı. Önceleri İngilizce, Fransızca ve İtalyanca şarkılar söyledi. Ruhi Su ile çalışmaya başlayınca folk müziğe yöneldi.
Dönemin Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil onu Diplomatik Sanatçı ünvanıyla Macaristan‘a gönderdi.
1969’da Kul Ahmet‘in “Yoh-Yoh” adlı türküsünü tiyatral bir şekilde seslendiren ve bu türküyle tanınan Afşar, uzun yıllar “Bayan Yoh Yoh” olarak anıldı. 1969’da Yunus Emre‘den bestelediği “Bana Seni Gerek Seni” ile “Hafif Batı Müziği Düzenleme Ödülü”nü ve Fransa’da Jacques Brel ile paylaştığı Dario Moreno Ödülü’nü aldı.
Fransız televizyonuna çıktı. Monacca Prensesi Grace Kelly tarafından televizyon festivallerine davet edildi.
Romanya’da Brşov uluslararası müzik festivaline katıldı. Kritik Ödülü’nü aldı. 1970 yılında Türkiye’de yılın en iyi şarkıcısı seçildi. Aynı yıl Bulgaristan Uluslararası Altın Orfe Müzik Festivali’nde üçüncü oldu.
1972’de Türk Cumhuriyetleri’ne ve Moskova’ya gitti, programlar yaptı. 1972’de Tokyo’da, Seul’de Hong Kong’da konserler verdi. 1973’te davet üzerine İsrail’e gitti. Kudüs Tiyatrosu’nda konser verdi. Aynı yıl İngiltere, İtalya, Belçika ve Tunus’a gitti, konserler verdi. 1974’te Avusturalya’ya gitti. Sidney ve Melbourne’de konserler verdi.
1975 yılında Türkiye’de ilk kez düzenlenen Eurovision elemelerine “Canı Sıkılan Adam” adlı parçası ile katıldı.
1977’te İsrail’de düzenlenen Akdeniz Halk Şarkıcıları Festivali’ne katıldı, dördüncü oldu.
1980 yılında İngilizce’den çevirdiği Kırmızı Pabuçlar oyununu, Ankara ve İstanbul Devlet Tiyatroları’nda 4 sene oynadı. 1985’te Fransa turnesine çıktı ve 1986’da Paris Şehir Tiyatro’sunda konser verdi. Yedi yıl Fransa’da sürekli konserler verdi. Macaristan, Romanya, İtalya, Mornaco, Almanya, Japonya, Sovyetler Birliği, Avustralya, Tunus ve İsrail konserlerinin yanı sıra 1986’da Paris Theatre de la Ville, Lons- Le Sonie, Sarselle ve Rennes’de Orient Express 1. Avrupa Festivali’nde, Avrupa’nın tanınmış sanatçıları ile sahneye çıktı.
1982-83 yıllarında Bilgesu Erenus’un tek kişilik tiyatro oyunu “Kelaynaklar” da oynadı.
Paris La Taniere Tiyatrosu’ndaki dokuz konserinden sonra 1987 Marsilya konseri büyük ses getirdi. 1987’deki Cora Vocauire ile Atatürk Kültür Merkezi ve Ankara konserleri; unutulmaz konserleri arasında sayılabilir.
1986’da Dünün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri adlı uzunçaları piyasaya çıktı. 1991’de Kuzey Amerika, Avrupa ve Uzakdoğu’da konserler yaptı. 1991de İstanbul Festivali kapsamında 6 Temmuz’da AKM’de sahneye çıktı.
1993’te Mevlana-Yunus Cd’si yayınlandı. Sofya’da konserler verdi. Aynı yıl Fransa’da Nazım Hikmet‘in 30.ölüm yıldönümü nedeniyle onun şiirlerinden bestelenmiş şarkılar söyledi. 1995’te Atatürk şiirlerinden bestelenmiş CD’yi hazırladı.
Birçok dernek çalışmaları da olan Esin Afşar’ın üyesi olduğu derneklerden bazıları şunlardır: Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye- Yunanistan Dostluk Derneği, Sokaktaki Çocukları ve Gençleri Koruma Derneği, Sigara İçmeyenler Derneği, Beyoğlu’nu Güzelleştirme Derneği, Müzik Dostları Derneği.
ETV için “Onlar Hep Genç” adlı tv programını hazırlayıp sundu.
Esin Afşar, tiyatro oyuncusu Kerim Afşar ile 2 Eylül 1958 evlendi. Pınar (d.1961) adında bir kızı vardır. 28 Ağustos 1975’te ikinci evliliğini Şener Aral ile yaptı. 1976’da oğlu Aydıncan Aral doğdu.
Esin Afşar, 14 Kasım 2011 tarihinde Florence Nightingale Hastanesi’nde 75 yaşında öldü.
Filmleri :
2003 – Neredesin Firuze
1989 – Gönüller Sultanı Mevlana
1974 – Göç
Albümleri :
2010 – Esin Afşar – Odeon Yılları
2010 – “Büyük Türk Şairi, Dünya Şairi : Nazım Hikmet”
2006 – Söz: Çiğdem Talu (Kolektif)
2002 – Yunus Emre & Mevlana Şarkıları
2000 – Nazım Hikmet Şarkıları
1999 – Caz Yorumlarıyla Aşık Veysel
1998 – Pembe Uçurtma
1998 – Özlem
1997 – Atatürk
1995 – Esin Alaturka
1991 – Yunus Emre
1987 – Ruhi Su’ya Türkü
1986 – Dün ve Bugünün Türk Şiir ve Ezgileri
45’lik plakları :
– Zühtü / Kaz
– Hacer Hanım / Ben Olayım
– Sanatçının Kaderi / O Pencere
– Canı Sıkılan Adam / Yiğidin Öyküsü
– Sandığımı Açamadım / Güneşe Giden Gemi
– Dert Şarkısı / Niye Çattın Kaşlarını
– Gel Dosta Gidelim / Sorma
– Sivastopol / Küçük Kuşum
– Diley Diley Yar / Yaprağı
– Yağan Yağmur / Çatladı Dudaklarım Öpülmeyi Öpülmeyi
– Kara Toprak / Yunus (Bana Seni gerek Seni)
– Yoh Yoh / Bebek (Bir Masal Türküsü)
– Allam Allam Seni Yar / Drama Köprüsü
– Halalay Çocuk / Güzelliğin On Para Etmez
– Gurbet Yorganı / Elif
– Niksarın Fidanları / Aliyi Gördüm Aliyi
– Allam Allam Seni Yar / Yoh Yoh
Yazdığı Kitaplar :
– Anılar Yanıltır mı?
– Sefername 2
– Kırmızı Pabuçlar, 2001
– Gül Prenses, 2001
Oynadığı Tiyatro Oyunları :
– Aşk Acısı
– Fantastiks
– Dünkü Çocuk
– Çalıkuşu
– Ekmek Parası
– Generalin Aşkı
– Tahta Çanaklar
– Dışardakiler
– Poker Partisi
1982 – Kelaynaklar
1980 – Kırmızı Pabuçlar
Esengül (24 Eylül 1954, İstanbul - 18 Nisan 1979, Bakırköy)
Esen Ağan takma adıyla Esengül.İstanbul doğumlu iki kız kardeşin biri olan Esengül ilk müzik derslerini konservatuvar mezunu annesi Piraye Ağan'dan aldı. Daha sonra Cavit Deringöl, İrfan Özbakır ve ona "Esengül" takma adını veren Abdullah Nail Bayşu ile çalıştı. 15 yaşındayken katıldığı, yapımcı Ayhan Coşkun'un açtığı ses yarışmasında birinci oldu. İlk 45'liği olan Aşkımı Süpürmüşler'in kazandığı başarıdan sonra, gazinolarda çalışmaya başladı. Albümleri genellikle Lütfü Sütşurup'un prodüktörlüğünde, Taç Plâk firmasından çıktı. İstanbul, Ankara ve İzmir'deki ünlü gazinolarda assolist olarak sahne aldı.
Kariyerinin ilk yıllarında Orhan Akçınar ile evlendi. Ancak gazino dünyası ile eşi arasındaki dengeyi sağlayamayarak, evlendikten bir ay sonra şiddetli geçimsizlik nedeniyle kocasından boşandı. Bir süre sonra Adnan Şenses'le imam nikahı kıydı. Daha sonra Şenses'i terk ederek, dönemin Beşiktaşlı futbolcusu Tayfun Kalkavan ile ilişki yaşadı. Ard arda yaşadığı aşklar ve bir akşam gazinoda eline tutuşturulan silah ile ateş etmesi gibi olaylarla, medyanın ve halkın ilgisini yoğun bir biçimde üzerine çekmeye başladı.
Sanat yaşamı dışında iş dünyasının kabadayıları ile kurduğu ilişkiler yüzünden polis tarafından izleniyordu. Yakaladığı erken şöhreti[6] artık kaldıramadığı bu dönemde, bazı silahlı olaylara da adı karıştı. 31 Mart 1979 tarihinde çalıştığı Semiramis Pekkan'ın adını taşıyan Semiramis Gazinosu'nda "Oflu İsmail" lakaplı İsmail Hacısüleymanoğlu'nun çıkardığı olayda, gazino sahibi.Akbulut Karaoğlu ile şef garson Hasan Yolal gözlerinin önünde kurşunlanarak öldürüldü. Olayın ardından, nedeninin Esengül'ün tutarsız davranışları olduğu söylendi.
İşadamı Faruk Özfıratlı ile birlikte 19 Nisan 1979 tarihinde Ataköy, Bakırköy'de trafik kazası sonucu öldü. Kazanın bir mafya hesaplaşması olduğuna ilişkin kamuoyunda yankı bulmasının ardından cinayet masası olayı sorguladı, ancak resmi kayıtlarda kazanın aşırı alkol ve hızdan olduğuna hükmedildi.
Kariyerinin başında; 24 yaşında yaşamı son bulan Esengül, müzik yaşamı süresince 23 adet plâk ve 4 adet kaset doldurmasının yanı sıra, Oksal Pekmezoğlu'nun yönettiği Yansın Bu Dünya filminde oynadı. 45likleri, ölümünden sonra uzunçalarlarda toplanarak piyasaya sürüldü. Abdullah Bayşu, Orhan Akdeniz ve Ülkü Aker imzalı Esengül şarkılarının çoğu arabesk müziğin klâsikleri arasına girmiştir.
Erol Büyükburç (22 Mart 1936-Adana / 12 Mart 2015; İstanbul) Türk pop müziği sanatçısı.
Lise yıllarında kurduğu ilk müzik grubuyla, Florya plajında müzik yaptı. İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’na giden Büyükburç, bir yandan da şan dersleri aldı. Müzik hayatına 1961'de ‘‘Little Lucy’’ adlı bestesini plak yaparak başladı. Balkan Festivali'nde ‘‘En İyi Şarkıcı’’ ödülünü aldı. Uzun yıllar Efsaneler Orkestrası ile çalıştı.
Erol Büyükburç, ilk albümü olan "Sevgi Çiçekleri"ni 1975 yılında çıkardı. Lise yıllarında müziğe giriş yapan sanatçı İstanbul Belediyesi konservatuvarına devam etmiştir. Kurduğu Erol Büyükburç Vokal Grubu ile sahne almıştır.
20 fotoroman, 6 taş plak, 5 long play, 75 tane 45'lik, 200'e yakın ödül, 1800 civarında bestesi bulunan sanatçı Büyükburç ayrıca 30'a yakın filmde de rol aldı.
22 Temmuz 1999'da kızı Ajlan Büyükburç'u trafik kazasında kaybetti. 2001 yılında da eşi Emel Büyükburç'u karaciğer yetmezliği sonucu kaybetti. Sanatçı, İstanbul Etiler'deki evinde 12 Mart 2015 tarihinde ölü bulundu.
Filmleri
Plajda Sevişelim / Neşeli Aşıklar (1964)
Horoz Nuri (1965)
Kızılcıklar Oldu Mu (1967)
Gençlik Türküsü (1967)
Yasemin'in Tatlı Aşkı (1968)
Bir Damat Aranıyor (1968)
Sus Sus Kimseler Duymasın (1968)
Menekşe Gözler (1968)
Berduş (1969)
Öp Beni (1970)
Avare Aşık (1970)
Turist Ömer Boğa Güreşcisi (1971)
Haydi Gençlik Hop Hop (1975)
Oldu Olacak (1976)
Cıbıl (1976)
Kader Rüzgarı (1976)
Kurban Olayım (1976)
Ah Bu Sevda (1977)
Bitmeyen Azap (1980)
Enayiler Kralı Murtaza (1987)
Reklam Filmi:Shubuo Kral (2003)
Nerdesin Firuze (2003)
Hababam Sınıfı Merhaba (2004)
Şöhret Okulu (2007)