M-N-O-Ö-P (33)
Muzaffer Akgün (1926, İstanbul - 1 Ağustos 2015), TRT kökenli Türk halk müziği ses sanatçısı[1]. Kışlalar Doldu Bugün türküsüyle tanındı.
1926 yılında İstanbul'da doğan Akgün, Ankara'da bulunan İsmet Paşa Kız Enstitüsü'nü bitirdi. 1942 yılında Şerif İçli'nin teşvikiyle girdiği sınavı kazanarak Ankara radyosu’nda sanat hayatına başladı. Daha sonra İstanbul Radyosunda müzik çalışmalarına devam etti. Türkülerin Anası olarak bilinen sanatçı Türkiye’nin ilk Altın Plak ödüllü sanatçısıydı.[2]
Büyük gazinolarda assolist olarak Zeki Müren' le birlikte sahne alan Akgün, ayrıca "Boş Beşik", "Soytarı", "Gurbet Türküsü" filmlerinde de rol aldı. 1 Ağustos 2015'te İstanbul'da vefat eden sanatçı Merkezefendi Mezarlığı'nda defnedildi.
Filmografi
Cilalı İbo Yıldızlar Arasında, 1958
Aysecik - Boş Beşik, 1965
Soytarı, 1965
Gurbet Türküsü, 1966
Boşver Arkadaş, 1974
Muazzez Turing (D-1923 - Ö-05.08.2011)
Mürüvet Kekilli
Türk Halk Müziği Sanatçısı Ülkücü Hareket'in şölen ve gecelerinde kitleleri çoşturan türküler söylüyordu. Ayrıca plak, kaset ve sahne çalışmalarına devam ediyordu. Adana MHP İl Kadın Kolları Başkanı’ydı. Sucuzade Mahallesi'ndeki evinde silahlı saldırıya uğradı. Uzun süre tedavi görmesine rağmen kurtarılamayarak vefat etti. Cenazesi Adana Karşıyaka Asri Mezarlığı'na defnedildi. Adana'lı olup. Evli ve beş çocuk annesiydi.
Perihan Altındağ Sözeri, (d. 5 Mayıs 1925, Amasya- ö. 7 Nisan 2008, İstanbul),
Annesi Erzurumlu Hayriye Hanım babası Nurettin Behiç Bey'dir.Babasının görevli olduğu Amasya'da dünyaya gelmiştir. 3 kardeşlerdir. Abisi Nurhan Altındağ, Perihan Altındağ ve kardeşi Neriman Altındağ'dır.1939 yılında yaşı küçük olmasına rağmen, kendisi için çıkarılan özel bir izinle, Ankara Radyosu'nda sanat hayatına başlayan sanatçı, 1947 yılında gazinolarda çalışmak amacıyla İstanbul'a geldi.Aynı yıl içinde kendi adını taşıyan, ilerde Casablanca olarak isim değiştirecek olan "Perihan Gazinosu"nda sahneye çıktı. Tepebaşı, Turkuaz, Kristal, Belvü, Küçük Çiftlik gibi gazinolarda uzun süre çalıştı. 1949 yılında TRT İstanbul Radyosu'nun açılmasıyla, bu kurumda 1960'lara kadar görev yaptı. Sözeri, ayrıca üç filmde oyuncu olarak rol aldı.Ayrınca sanatçı Neriman Altındağ Tüfekçinin ablasıdır.
Estergon Kalesi,Sevmediklerinle Gönül Avutma,Güzel Bir Göz Beni Attı, Aman Avcı Vurma Beni gibi şarkılarla ünlendi. Sesinin güzelliğinin dışında, düzgün Türkçesi ve konuşması ile de tanınmıştır.
7 Nisan 2008 tarihinde Erenköy deki evinde sabah saatlerinde vefat etmiştir.
Özer şenay (10/10/1947-Manisa / 09 eylül 2007-İstanbul)
Orhan gencebay ve ferdi tayfur’u yakından takip edenler, onun ismini iyi bilirler. 1970'li yıllarda gencebay'ın orkestrasının ayrılmaz bir parçası olan özer şenay, bu zamanlarda ferdi tayfur’la tanışmış, ferdi tayfur ve mustafa sayan ile birlikte adeta ayrılmaz bir üçlü olup, çok büyük mesafeler katetmişler ve büyük yapımlara imza atmışlardır. Ayrıca dönemin anadolu rock gruplarıyla da yakın ilişki içinde olup, besteciliği ve aranjörlüğüyle de göz dolduran şenay, erkin koray'ın bir çok ünlü parçasına ("arap saçı", "cümbür cemaat" vb.) İmzasını atmıştır. Biricik'in biricik olmasında büyük katkısı olan merhum özer şenay, aynı zamanda biricik'in dermansın gel & aşk bence sen demektir (1974) adlı ilk 45'lik plağında, söz, beste ve müzik yönetmenliği bakımından tamamen merhumun büyük bir emeği öz konusudur. Bir elektro bağlama virtüözü olan şenay, 1980'lerin ikinci yarısında kurduğu ensemble oriental ile çalışmalarını çok ön plana çıkmadan sessiz sakin sürdürmeye devam etmiştir.
Akciğer kanserine yenik düşerek 09 eylül 2007 tarihinde aramızdan ayrılmıştır…’
Bazı eserleri;
Arap saçı, aramızda engeller var, sarhoş gibiyim, tövbekar oldum, cümbür cemaat, benim meselem, ayırdılar sevenleri, unutmadın mı, her saat başında, iki gözüm iki çeşme, gitmeyin yıllar, dönemezsin sen, gel bana doğru, bir gönül sayfası daha kapandı, canıma yetti kader, birtanem, ah bir çocuk olsaydım, suç benim mi vs.
Bestelerini okuyan ünlüler;
Biricik, ferdi tayfur, müslüm gürses, ibrahim tatlıses, bülent ersoy,
Hüseyin altın, erkin koray, emrah, ercan turgut, funda arar vs.
Özay Gönlüm ( 1940)- (01.03.2000)
Türk dinleyicisi onu peruk saçı, şık takım elbisesi ve yeleği, kolunda tesbihi, sazının altında bacağına serili mendili, ayağında çizmesi ile Ege yöresinden derlediği türküleri ama illa ki de "Ninenin Mektupları" ile tanıdı. Teatral yeteneği, yöresel icra tekniği, vokal yorumu ve "yâren"i ile Türk Halk Müziğinde bir ekoldu Özay Gönlüm.
Özay Gönlüm baba tarafından Denizliliydi. Babasının askeri görev aldığı Erzincan'da 1940 yılında doğdu. Küçük yaşta ağız armonikası çalarak müziğe
başladı, ortaokul yıllarında keman çaldı. Bağlama çalmaya başladıktan sonra, 1965 yılında köy köy dolaşıp derlemeler yapmaya başladı. Özellikle Ege
yöresinden pek çok türkü derledi. Yurttan Sesler'in kurucusu Muzaffer Sarısözen'in davetiyle Ankara Radyosu Yurttan Sesler programına misafir sanatçı olarak katılmaya başladı. Kısa bir süre M.E.B. Film ve Radyo Telavizyon Merkezi'nde çalıştıktan sonra Yurttan Sesler'de "yetişmiş saz sanatçısı" olarak çalışmaya başladı.
1973'ten sonra on yıl kadar İzmir Fuarı'nda sahne aldı. Özellikle bu yıllarda şöhreti yayıldı. Pek çok 45'lik ve uzunçalara imzasını attı. Kendi derlediği ve TRT repertuarına kazandırdığı yüzlerce türküden "Çöz de al Mustafa Ali", "Sobalarında kuru meşe", "Denizli'nin horozları", "Evlerinin önü bulgur kazanı", "Avşar Beyleri", "Cemilemin gezdiği dağlar meşeli", "Tepsi
tepsi fındıklar", "Şu dağlar tepe tepe"yi bu dönemde plaklara okudu. Ama asıl satış rekorlarını "Ninenin Mektubu" plaklarıyla kırdı. Onlarca mektubu plaklara okudu. Denizli şivesi ile anlattığı bu hikayeler ve fıkralar çok sevildi. Saz çalıp söylemenin yanına şovmenlik ve taklit yeteneğini de katmıştı.
Gönlüm, radyo programlarında bağlama çalmasına rağmen cura ve "şelpe" tekniğine de çok önem vermiştir. Ege yöresinde Ramazan Güngör'den Hamit
Çine'ye kadar bir çok cura çalanla çalışmış, katıldığı programlarda her boydan cura çalmıştır.
70'li yılların sonunda esprili kişiliği ve türkülerinin yanı sıra bağlama yapımcısı Cafer Açın'e yaptırdığı "yâren"i ile de ünlendi. Cura, bağlama ve çöğürü içeren bu sazla televizyon, radyo ve konserlerde şovlar yaptı.
TRT için pek çok alanda çalışan Gönlüm, 80'li yıllarda Maliye Bakanlığı'nın televizyon için hazırladığı KDV reklamlarında oynadı. Ayrıca bazı radyo tiyatrolarında, tarıma ve çocuklara yönelik televizyon programlarında yer aldı.
"Yâren"ini yanına katıp 42 ülkede konserler veren Özay Gönlüm, Kültür Bakanlığı Hagem'de Repertuar Kurulu üyeliği, TRT Türk Halk Müziği Repertuar
Kurulu üyeliği ve birçok sınavda jüri üyeliği görevlerinde de bulundu. Son süreli yayını olan TRT 1'deki "THM İstekler Programın"da dinleyicileriyle
buluşan Gönlüm, yâreni, boy boy curası ve söylediği türkülerle Türk dinleyicisine yine doyumsuz geceler yaşatıyordu.
Özay Gönlüm, 1 Mart 2000 Çarşamba günü, birkaç gündür tedavi gördüğü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde geceyarısına doğru solunum yetmezliğinden vefat etti. Hiç kimsenin beklemediği bir anda neşeli simasını ve türkülerini sevenlerinin anılarında bırakan Gönlüm, Türk Halk Müziği repertuarına da derlediği 1000 kadar ezgiyi bırakmıştı.
Ömer Şan, (1945 Sivas / 26 Mayıs 2010)
TRT’nin Türk halk Müziği Sanatçılarından biridir. Sesiyle, sazıyla, derleyip yazdığı notalarla Muzaffer Sarısözen hocanın yolunda çalışmalar yapan sanatçı 1945 de Sivas’ta doğdu. İlk Okulu ve Sanat Okulunu Sivas’ta Orta Okulu Tokat’ta Atatürk Orta Okulunda bitirdi.
1958 yılında Sivas Halk Evi’ne Solist ve Korist olarak başladı. Sesinin yanı sıra Halk Müziğimizin; Darbuka, Kaval ve özellikle bağlama gibi çalgılarını aynı yıllarda öğrendi ve çalmaya başladı.1963 yılında Sivas’ta bir Müzik Evi açan sanatçı bu arada ilk 45’lik plağını okumak üzere İstanbul’a geldi. Daha sonra plak çalışmaları ilgi gören sanatçı devam ederek 1965 yılında İstanbul’a temelli yerleşti. 1965–66 yılları arası İstanbul Belediye Konservatuarı Türk Halk Müziği İcra Heyeti’nde görev yaptı. Burada Adnan Ataman ve Yücel Paşmakçı gibi TM’nin önemli hocalarıyla birlikte çalışma fırsatı buldu.
1966 yılında TRT’nin açtığı sınavla İstanbul Radyosu’na Stajyer Sanatçı olarak girdi. 1969–70 yılları arasında askerlik görevini Manisa’da yaptı. 21 Mart 1971 de Solist ve Korist olarak radyo görevine döndü.Davudi sesiyle (Bağlandı yollarım kaldım çaresiz, Bugün bayram günü derler, Karlı dağlar karanlığın bastı mı, Bir kararda durmayalım, Kalkın durnalar Van’dan çekilin gibi) birçok türküyü meşhur etmiştir
Birçok türkümüzde kaynak kişilerden olan ve Sivas’ta Tarakçı Osman namıyla tanınan Osman Şan’ın oğlu olan sanatçının; 2 kız (Selda – Seda) ve 1 oğlan (Osman Nida) 3 çocuk babasıdır.
Ömer Şan, 26 Mayıs 2010 tarihinde aramızdan ayrıldı...
Onno Tunç ( 1948 /15.01.1996)
Besteci Asıl adı Ohannes Tunçboyacı, Onno Tunç, isminin kısaltılmışı.
1948 yılında İstanbul'da doğdu. Türk Pop Müziğine besteci ve aranjör (düzenlemeci) olarak eserler kazandırdı. Aynı zamanda bas gitaristtir. Okay Temiz'in Zikir (1981) albümünde bas, Sezen Aksu'nun Gülümse (1991) adlı albümünde kontrbas , MFÖ'nün Yalnızlık Ömür Boyu (1984 - Ele güne karşı yapayalnız) ve Mustafa Sandal'ın Beni ağlatma (1994 - Suç Bende) , Bülent Ortaçgil'in Benimle Oynar mısın (1974 - Benimle Oynar mısın ) albüm ve şarkılarında bas çalmıştır. Sayısız kez Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finalleri'nde besteci ve aranjör olarak yer almış, 1978 ve 1981 yıllarında aranjör ve orkestra şefi olarak bu yarışmada Türkiye'yi temsil etmiştir. Pop müzik bestelerinin yanı sıra solo saksafon ve orkestra için "Su" adında bir parçası vardır. Yaptığı düzenlemelerdeki armoniler, orkestralama tekniği ve yakaladığı sound ile Türkiye'deki pek çok müzisyen tarafından hayranlıkla izlenmiştir.
Ayrıca 1987 yapımı Rumuz Goncagül isimli film ve 1986 yapımı Aaahh Belinda isimli filmlerin müziklerini yapmıştır.
1996 yılında Bursa’dan Yalova’ya dönerken, özel uçağının Selimiye köyü yakınlarında düşmesi sonucu arkadaşı Hasan Kanık ile birlikte hayatını kaybetmiştir. Sezen Aksu aynı yılın yazında, Onno Tunç'a ithafen Düş Bahçeleri isimli albümü çıkarttı.
Sanatçının ilk eşi, Canan Ateş’tir. Annesi Valentin Tunçboyacı, kardeşi Arto Tunç, kızları Ayda ve Selin’dir.
Nurinisa Toksöz (1934 / 2014)
TRT sanatçısı Nurinisa Toksöz, Seslendirdiği Türk Halk Müziği eserleriyle tanınan sanatçı, 80 yaşında, kalp yetmezliği sonucu hayatını kaybetti.
Nurinisa Toksöz'ün cenazesi yarın öğle vakti Teşvikiye Camisi'nde düzenlenecek törenin ardından, Karacaahmet Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
İstanbul'da, 1934'te dünyaya gelen Nurinisa Toksöz, 1952 yılında bir derginin açtığı yarışmada, Türk Halk Müziği dalında birinciliği kazanarak sanat yaşamına adım attı.
TRT İstanbul Radyosu'nda 1958'den itibaren çalışmalarına başlayan Toksöz, aynı yıl ''Yüce Dağ Başında Yanar Bir Işık'' isimli ilk plağını çıkardı. ''Bir ceket isterim beli dar ola'', ''Hangi bağın bağbanısan'' gibi yüzlerce türküyü plaklara okuyan sanatçı, 1970'li yıllara kadar sahne ve radyo çalışmalarını sürdürdü.
Sanatçı evli ve bir evlat sahibiydi.
Nurettin Çamlıdağ, (1922 / 11 Nisan 1997)
Nurettin Çamlıdağ, 1922'de İstanbul'da doğdu. İlk ve orta öğreniminin ardından Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi'nden mezun oldu.
1946'da Ankara Radyosu'na ses sanatçısı olarak giren Çamlıdağ, yaptığı derlemelerle repertuara "Yol üstünde bağlama", "Geçelim yoldan geçelim", "Ördek suya dal da gel", "Çıkabilsem şu yokuşun başına" gibi birçok türkü kazandırdı.
1965'te İstanbul Radyosu'na geçen sanatçı, 1981'de emekli oldu. 50'ye yakın plağı bulunan Nurettin Çamlıdağ ayrıca, yurt içinde ve yurt dışında yapılmış etkinliklerde birçok ödüle layık görülmüştü.
Nurettin Çamlıdağ, 11 Nisan 1997'de vefat etti.
Diğer...
Nigar Uluerer (1926 / 3 Nisan 2013, Bodrum)
10 Şubat 1926 tarihinde Bursa doğumlu sanatçı, 26 yıl önce Bodrum'a yerleşti. Ünlü sanatçı sanatseverleri, 'Alişimin Kaşları Kara', 'Ben Gamlı Hazan', 'Aşkımızın Sonu Yok', 'Bir İnat Yüzünden', 'Böyle Aşktan Hayır Gelmez', 'Fincanı Taştan Oyarlar', 'A Fadimem' ve 'Acı Feryat' adlı sanat müziği eserleri ile hayran bıraktı.
Sinemada da boy gösteren Uluerer, 'Gümüş Gerdanlık', 'Taş Plaktan Bugüne', 'Cilalı İbo Yıldızlar Arasında', 'Üç Garipler' isimli filmlerde rol aldı. Bodrum Hayvan Hakları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi olan, yaşamını sokak hayvanlarına adayan, villasındaki 15 kedi ve 10 köpek ile yaşayan Uluerer, geçen 10 Mart 2012 günü, saz heyeti ile şarkı söyledi. Çeyrek asır sonra bir kez daha sanatını icra eden Uluerer, dinleyicileri büyüledi.
2009 yılında beyin kanaması geçiren Uluerer, bir süre özel bir hastanede tedavi görmüş ve taburçu edilmişti.
Nida Tüfekçi ( 01.03.1929)- (18.09.1993)
folklorcu, besteci, türkücü
Mehmet Nida Tüfekçi 1929 yılında Yozgat'ın Akdağmadeni ilçesinde doğdu. İlk ve ortaöğrenimini Akdağmadeni, Yozgat ve Boğazlayan’da tamamladı. Ankara Maliye Okulu’nu bitirdi (1950). Öğrenimi boyunca halk müziği çalışmalarını sürdürdü.
Maliye Okulu’nda öğrenciyken Muzaffer Sarısözen’le tanıştı. Sarısözen’le tanışması, hayatının dönüm noktası oldu. Hem okuluna devam etti, hem de 1947’den itibaren Ankara Radyosu’nun Yurttan Sesler emisyonlarına ses ve saz sanatçısı olarak katıldı. O zamana kadar gerek radyo sanatçılarının gerekse Muzaffer Sarısözen’in bilmediği bir tavır olan Sürmeli Tavrı tezenesiyle saz çalıp türkü söyledi. Radyonun en parlak simaları arsında yer aldı.
1953 yılında Ankara Radyosu'nda açılan sınavda başarı göstererek, Yurttan Seslerin daimi korosunda çalmaya başladı. 1959 yılında İstanbul Radyosu’na naklen atandı. 1964 yılında Türk Halk Müziği'nden sorumlu Türk Müziği şube müdür yardımcılığına, 1972 yılında ise TRT Müzik Dairesi Türk Halk Müziği Müdürlüğü’nde görevlendirildi. 1974 yılında ise TRT Müzik Dairesi Başkanlığına (vekaleten) getirildi. 1976’da bu görevden istifa ederek ayrıldı. Aynı yıl İstanbul Türk Müziği Devlet Konservatuarı’nın kurucu üyeliğini yaptı. Bu okulda, yönetim kurulu üyeliği, başkan yardımcılığı, bölüm başkanlığı ve danışma birimi üyeliğinde bulundu. Yine aynı okulda bağlama, THM Solfeji, THM Bilgileri ve Bölge Tavırları derslerini verdi.
UNESCO’nun hazırladığı Dünya Müziği Tarihi adlı eserin Türk Halk Müziği bölümünü yazdı. Radyo ve televizyonda yayınlanan programlarının yanı sıra Memleket Türküleri (1963) adlı bir kitabı vardır.
Türk folklorunun müzik ve oyun dallarında yurt içinde ve yurt dışında seçkin bir yer edindi. 1993 yılında vefat etti.
Nezahat Bayram (1926 / 2 Şubat 2004)
Beş çocuklu bir ailenin ilk çocuğu olarak 1926 yılında Samsun'da doğdu.Babası Mehmet Nuri Çınar Devlet Demiryollarında memur, annesi Şefika Hanım ise ev hanımıydı. Evde amatör olarak annesi ud, babası ise kanun çalıyordu. Aileden gelen müzik tutkusunun sonucu olsa gerek, kardeşlerin Necla Erol ve Ülkü Beşgül de başarılı birer THM ses sanatçısı olarak uzun yıllar TRT çatısı altında hizmet verdiler.
1939 yılında babasının memuriyeti dolayısıyla Afyon'a taşındıklarında Nezahat Bayram henüz 13 yaşındaydı. Sesinin güzelliği ile dikkat çeken sanatçı Abdullah Uluçelik, Hulusi Yamaner ve Cemal Altıniğne gibi usta yerel sanatçı ve kaynak kişilerle birlikte, Afyon Halk Müziği Ekibi içinde yer aldı. Daha sonra yine babasının görevi nedeniyle taşındıkları Kayseri'de Cevat Bayram ile evlenen Nezahat Bayram, 1953 yılında Ankara Radyosu'nun açtığı sınavı kazanarak TRT THM Ses Sanatçısı oldu. 8 yıl görev yaptığı radyo günlerinde birçok mahalli sanatçıyı, özellikle de Zaralı Halil ve Diyarbakırlı Celal Güzelses gibi ustaları dinleyerek repertuarını zenginleştirdi.
Güçlü sesinin yanı sıra geniş bir repertuara da sahip olan, bir çok yörenin türküsünü, özellikle de uzun havaları başarılı bir şekilde icra eden sanatçı, 1962 yılında sahne yaşamını tercih ederek İstanbul'a yerleşti.
Çıkardığı 200'e yakın plakla sesini milyonlara duyuran sanatçı, "Yola Gel Sevdiğim Yola", "Giderim Giderim de Yolum Yan Gelir", "Erzurum Dağları Kar ile Boran", "Sarılma Çapaya Pek Nazikçesin", "Şekerdağının Hiç Eksilmez Gıcısı" gibi uzun havaların yanı sıra, "Dam Başına Asa da Koymuş Galbırı", "İndim Havuz Başına", "Cevizin Yaprağı Dal Arasında", "Söğüdün Erenleri", "Meşeler Güvermiş Varsın Güversin" gibi yüzlerce türküyü halka sevdirdi, bir çoğunu da adeta ismiyle özdeşleştirdi.
Türk Halk Müziği'ne büyük katkıları olan Nezahat Bayram, 2 Şubat 2004 tarihinde İstanbul'da
Neyzen Tevfik ( 24.03.1897)- (28.01.1953)
24 Mart 1879 tarihinde Bodrum'da doğdu. Babasının görevli bulunduğu Urla kasabasında amatör bir neyzenden nota ve usul bilgileri öğrenerek başladığı ney çalışmalarını kendi kendine ilerletti. İzmir İdadisi'ne girdi, bitirmeden ayrıldı. Yine kendi kendine Farsça öğrendi. İzmir Mevlevihanesi'ne girdi. Daha sonra İstanbul'a yerleşerek Galata ve Kasımpaşa Mevlevihanelerine devam etti. Bir yandan da şiirle ilgilendi. Şair Eşref ve Mehmet Akif'le tanıştı. Şiir konusunda ikisinden de etkilendi. 1908'den sonra bir süre Mısır'da bulundu. 1913'te İstanbul'a döndü.
Genellikle toplum kurallarına uymadan yaşamını sürdürdü. Neyi bir geçim kapısı haline getirmedi. Yalnızca içinden geldiği zaman ney üfledi.
Kendi açıklamasına göre yüze yakın plak doldurdu. Neyzenliğinin yanı sıra adını taşlamalarıyla da duyurdu. Eleştirmenlere göre bu türün Nef'î ve Eşref'ten sonra üçüncü önemli temsilcisi sayılır. 28 Ocak 1953 tarihinde İstanbul'da öldü.
ESERLERİ:
Şiir Kitabı:
Hiç, Azab-ı Mukaddes.
Beste:
Nihavent Saz Semaisi; Şehnazbuselik Saz Semaisi; Taksimler, taş plak.