Cumartesi, 03 Haziran 2017 00:20

Artaki Candan

Yazan
Ögeyi Oylayın
(1 Oylayın)

artaki candanArtaki Candan (1885 / 30 Ocak 1948)

Kanuni Artaki Efendi, 1885 yılında, o zamanlar ülkemizin sınırları içinde bulunan Selanik’te doğdu. Babası Azerik berberlik yapardı. Ailesi onun tıp doktoru olmasını istiyordu. Bu sebeple Artaki orta öğrenimini bitirdikten sonra ailece İstanbul’a geldiler. Tıbbiyeye iki yıl devam ederek bitiremeden ayrıldı. Musikiye aşırı düşkünlüğü olduğundan ailesini İstanbul’da bırakarak Selanik’e döndü.Çok yoksul ve sıkıntılı günler

geçirerek sonunda Selanikli Ahmed Efendi ile tanıştırıldı. Önceleri sadece musiki hocası olan bu değerli ve iyiliksever sanatkar, bir dost ve bir baba gibi onu himayesine aldı. Kanun çalmada ustalaştıktan sonra birlikte çalıştılar. Bu sıralarda annesi oğlunu görmek için Selanik’e geldiyse de Artaki bu isteği reddetti.Daha sonra hocası ile İstanbul’a döndü. İstanbul’a gelince şimdiki Taksim bahçesinin içinde, Divan Oteli’nin karşısındaki köşede bulunan Eldorado’da çalışmaya başladı. Kemençeci Aleko ile Mısırlı İbrahim Efendi de burada çalışıyordu. Uzun bir sahne hayatı olan bu Ermeni asıllı sanatkar başka gazinolarda da çalmıştır.

Sazına hakim, tavrı ve uslubu güzel, çalarken sazına bakmayan, kendinden emin bir sanatkardı. “Piyasa Tavrı” denen bozuk icrayı sevmez, mesleğe yeni girenleri bunun için uyarır, sazlarında zerafetten ayrılmamalarını, ifade gücü vermelerini öğütlerdi. Sanat çevresinde ve dostları arasında çok sevilen bir kimseydi. Nazik, terbiyeli, haddini bilen, kimseyi incitmeyen bir kimse olduğu için yakınlarının ısrarı ile asıl soyadı olan “Terziyan” ı bırakmış, Candan soyadını almıştır.

Uzun yıllar İstanbul Belediye Konservatuarı İcra Heyeti’nde çalışan Artaki Candan, I.Dünya Savaşı yıllarında “Sahibinin Sesi” firmasına girdi. Önceleri bu şirketin saz sanatkarları arasındaydı, daha sonra müdürlüğünü yaptı. Ölünceye kadar da bu görevde kaldı. O dönemde alınmış olan plaklarda icrasından örnekler vardır. İyi bir bestekar olan bu değerli sanatkar, şarkı repertuarımıza güzel eserler hediye etmiştir. İlk eseri nihavend makamından “Bugün dil-i divaneden…” ikincisi ise “Parlıyor cismim gibi” güfteli eserlerdir. Elli kadar eseri biliniyor.

Artaki Candan 30 Ocak 1948 tarihinde mesane kanserinden öldü. Cenazesi kalabalık bir sanatkar topluluğu ile kaldırılarak dostlarının elleri üzerinde, Şişli Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verildi. Vasiyeti gereğince ölümünün kırkıncı günü mezarı başında son bestelerinden olan bayati makamındaki peşrevi çalındı. Fikret Kutluğ en tanınmış öğrencileri arasındadır.

Dr.M.Nazmi Özalp-Türk Musikisi Tarihi kitabından alınmıştır.

   Acemaşiran-Ne kadar gözyaşı döktüm o gözün üstüne ben

   Bayati Peşrev

   Evç-Aşkınla harab olduğumu söyleyebilsem

   Ferahnak-Ruhumda bahar açtı onun bülbülü sensin

   Hicaz-Adalarda gezer durur Adalı

   Hicaz-Bazı günler ruhumu ağlat da geç

   Hicaz-Ne olursun beni sevsen

   Hicaz-Sensiz gecenin var mı sabahı

   Hicazkar-Kırılırdı oyuncak olsa bile

   Hüseyni-Çekilmez doğrusu gayri cevri cihanım

   Hüseyni-Yetti gayri çektiğim

   Hüzzam-Aşıkın halini zalim bilmiyor

   Hüzzam-Kirpiklerinin her teli bir katre taşırken

   Hüzzam-Şebi hüznümde hayalinle teselli bulurum

   Hüzzam-Son hatıra aşkımda kalan bir sarı saçtı

   Hüzzam-Vuracak sine arar gizlice tigi nigahın

   Karcığar-Bu gece çamlarda kalsak ne olur

   Karcığar-Bülbül sesi ah oldu bu yıl faslı baharda

   Karcığar-Her zaman bir olur mu ey hunriz nigahım

   Kürdilihicazkar-Artık ne siyah gözlerinin

   Kürdilihicazkar-Bağlandı gönül bir güzele

   Kürdilihicazkar-Cismin gibi ruhunda güzel zannedip ey mah

   Kürdilihicazkar-Ey dalgalanırken suların oynak izinde

   Kürdilihicazkar-Gitti gelse gamda bitse tükense

   Kürdilihicazkar-Göz önünde çürüdü mahvu harab oldu tenim

   Kürdilihicazkar-Hani ya sen benimdin niye döndün sözünden

   Kürdilihicazkar-İmtidadı aşkıma çeşmi siyahındır sebep

   Kürdilihicazkar-Kanuni dilin her teli sazımla

   Kürdilihicazkar-Parlıyor fikrim o parlak gözlere baktıkça ben

   Kürdilihicazkar-Yetmez mi tükenmez mi acep bunca meşakkat

   Nevakürdi-Geçti o gülünç aşk ü heves ey dili şeyda

   Nihavend-Bugün deli divaneyin tükendi ahu zarı

   Nihavend-Ey hayali gözden gitmeyen dilber

   Nihavend-Koklasam saçlarını bu gece ta fecre kadar

   Saba-Aşkımın hep yıkılınca siteminle temeli

   Saba-Bekler beni hergün susamış bir ecelim var

   Suzinak-Şen gözlerinin şiirine ben kalbimi verdim

   Uşşak-Sevdama yakın gel beni elleri gibi tutma

   Uşşak-Sonbaharın çiçekleri yavaş yavaş soluyor

Okunma 7873 kez Son Düzenlenme Cumartesi, 03 Haziran 2017 00:20
Bu kategorideki diğerleri: « Ali Rıza Sağman Aşık Garip Bektaş »