A-B-C-Ç-D

A-B-C-Ç-D (67)

Cuma, 02 Haziran 2017 16:16

Ahmed Avni Konuk

Yazan

ahmed avni konukAhmed Avni Konuk ( 1285 / 1868 )

1285/1868 İstanbul’da doğdu. İbtidâî mektebini bitirdikten sonra Galata Rüşdiyesi’ne girdi. Buradan Darüşşafaka’ya geçti. On yaşlarında iken önce babasını sonra annesini kaybetti. Darüşşafaka’dan mezun olduktan sonra cami derslerine devam ederek icazet aldı. Hıfzını ikmal etti. Bu arada Mevlevî Tarikatı’na intisab etti. Mürşidi Mesnevîhân Selânikli Es’ad Dede’den (ö. 1329/1911) Mesnevî okuyup icazet aldı. 1890 tarihinde posta memurluğuna tayin olundu. Bu sıralarda Mekteb-i Hukûk-ı Şâhâne’ye girdi. 1898’de birincilikle mezun oldu. Arapça, Farsça ve Fransızca öğrendi. Posta Umum Müdür Muavinliği ve Hukuk Müşavirliği vazifelerinde bulunup, Mayıs 1933’te emekliye ayrıldı. Zekâi Dede’den musikî dersleri ladı. Nota bilmemekle beraber iyi bir hânende ve bestekâr idi. Eserleri bütün incelikleriyle hafızasında tutardı. Dilkeşîde ve Bend-i Hisâr isimli makamları tertip etti. 119 makam ihtiva eden Kâr-ı Nâtık’ı Türk musikîsinde en geniş bir örnektir. Üç mevlevî âyini bestelemiştir. Klasik Türk musikîsi güftelerini toplayan Hânende adlı geniş bir kitabını 28 yaşında yayınlamıştır. Tasavvufî eserleri arasında Mesnevî-i Şerîf şerhi, Fîhi Mâ Fîh Teremesi, Fusûsü’l-Hikem Terceme ve Şerhi, Tedbîrât-ı İlâhiyye Terceme ve Şerhi evvel emirde zikredilmelidir. 20 Mart 1938’de vefat etmiştir. Kabri Merkez Efendi Kabristanı’ndadır.

Pazartesi, 29 Mayıs 2017 16:22

Adnan Türköz

Yazan

adnanturkozuAdnan Türköz ( D.1925 / Ö. 26.07.1982)

Adnan Türköz 1925'te Kayseri'nin Bünyan ilçesinde doğdu. 14 yaşındayken bağlama çalmaya başlayan sanatçı, bağlama çalmayı ustaları dinleyerek öğrenmiştir. 1950'de İstanbul'a gelen sanatçı 1952'de İstanbul Radyosu'na girmiş, daha sonra da İstanbul Belediye Konservatuvarı Türk Halk Müziği Topluluğu'na katılmıştır. Taşlama türünde mizahi türküleri olan Adnan Türköz, 26 Temmuz 1982'de vefat etti.

Çarşamba, 24 Mayıs 2017 17:47

Durmuş Çiğdem

Yazan

Durmuş ÇiğdemDurmuş Çiğdem (15 Mart 1952 Antakya / 2 Aralık 2011 Antakya)

1952 yılında Antakya’da doğmuştur.

70'lerin sonundaki arabesk furyasinda ortaya cikmis, 80'lerin ortasina kadar bir dizi plak yapmis sarkici. En buyuk ününe Uzelli Kaset firması etiketi ile çıkardığı “Şiki Şiki Baba” albümü ile ulasmistır.

Yıllarca Avrupa’da yaşayan sanatçı, daha sonra Hatay’a yerleşmiş ve 2011 yılında hayata veda etmiştir.

Çarşamba, 24 Mayıs 2017 13:10

Coşkun Erdem

Yazan

Coşkun ErdemCoşkun Erdem  (23 Mayıs1938 Gemlik /.1951)

1938 yılında Gemlik'in Kapaklı köyünde doğdu.

İlk hatırladığı ses ud, çünkü babası Mustafa Bey, oğlu sanatçı olsun diye yanına gelip ud çalar.

Babasının işi dolayısıyla bir süre sonra Zonguldak'a oradan da Çaycuma'ya göçtüler.

Seslerin makama ve melodiye dönüşmesi Çaycuma'da başladı.

Çok küçük yaşta olmasına rağmen sesi ve makam yeteneği dolayısıyla Çaycuma'nın tek camiinde ezan okumaya başladı.

Mustafa Bey, oğlunun sanatçı olmasını çok istediği için Adapazarı'na taşındı.

Coşkun Erdem,ilk sistematik müzik eğitimini Adapazarı Musiki Cemiyeti almaya başladı.

Bestelediği saz semaileri ve peşrevleriyle ünlenen İsmail Sefa Olcay'ın yanında kanuniliğe doğru ilk adımlarını attı.

Bir süre sonra Mustafa Bey, Adapazarı'nın oğluna dar geldiğine karar verip varını yoğunu satarak, bütün sanatların ve büyük hayatların merkezi olan İstanbul'un yolunu tuttu. Küçük Coşkun, Türk Musikisi'ne değerler kazandıran Üsküdar Musiki Cemiyeti'ne hemen kabul edildi. Kadri ve İsmail Şençalar, Şerif İçli, Neyzen Gavsi Baykara ve büyük kanun üstadı Ahmet Yatman'dan özel dersler aldı.

1954'te yani henüz 16 yaşındayken Yenikapı Çakır Gazinosu'nda okuyucu olarak sahneye adımını attı. Solistlik hayatı iki yıl sürdü. Daha sonra okuyuculuğu bırakıp saz heyetine katıldı. Genç yaşına rağmen, devrin önemli solistlerinin saz heyetinde kanuni olarak işe başladı. Turnelere katıldı. Bu arada şiirler yazıp besteler yaptı. 1960'larda verilmeye başlanan ilk Altın Plak Ödülü'nü, bestesini Coşkun Erdem'in yaptığı rast makamındaki ‘‘Kader böyleymiş ne söylesem boş’’ adlı şarkısıyla Sevim Tanürek aldı.

Ardından Erdem'in besteleri peşpeşe gelmeye başladı.

Hala dillerden düşmeyen 50'nin üstünde besteye imza attı.

Fasıl şefliği, solist refakatliği yaptı.

Oyun havalarını mükemmel icrasıyla dikkati çekti.

Dünyanın bir çok ülkesinde kanunu ile konserlerde, icralarda bulundu. Zeki Müren, Münir Nurettin Selçuk, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Behiye Aksoy gibi bir çok sanatçının gerek konserlerinde, gerek stüdyo kayıtlarında kanunu ile eşlik etti.

Altı evlilik yapan bestecinin bu evliliklerinden bir kızı, bir de oğlu var; üç de torun sahibi.

Besteleri

Kader böyleymiş ne söylesem boş

Maziyi unutma eski günleri

Gönül ferman dinlemez

Geceler gariplerindir

Varayım gideyim gurbet eline

Garibin derdinden garipler anlar 

Çarşamba, 24 Mayıs 2017 13:08

Ciguli

Yazan

CiguliCiguli (d. 1957 ; Hasköy - ö. 31 Ekim 2014 ; Sofya),

Ciguli resmi adıyla Angel Jordanov KapsovHasköy doğumlu müzisyen ve akordiyon virtüözü. Asıl adı Ahmet'tir.

O yıllarda Bulgaristan'da uygulanan İslami ve Türkçe isimlere yönelik yasaklama ve baskı nedeniyle ailesi Ahmet ismini kayıtlara geçememiş, ancak kullanmaya devam etmiştir. Akordeonu çok hızlı ve kıvrak çaldığından ötürü, Bulgaristan'da o yıllarda çok popüler olan, Sovyet AvtoVAZ firmasının ürettiği VAZ-2101 model sedan arabanın daha çok bilinen adı olan Ciguli (İngilizce: Zhiguli) adıyla anılmaya başlamıştı. (Bu otomobil tıpkı Murat 124 gibi İtalyan Fiat 124'ün bir kopyasıydı).

Beş çocuklu bir ailenin çocuğu olan müzisyenin babası Hüseyin hamallık yapardı, annesi ise süpürgeci idi. Babası 1972 yılında vefat edince, ailesinin geçimini üstlenmek zorunda kalmıştır.

1974'de Ayten isimli hemşehrisiyle evlenmiştir. Eşi Ayten hanım, tütün ve çimento fabrikalarında çalışmıştır. Bu hanımdan İbrahim ve Ferdi isimli oğulları doğmuştur.

Türkiye'ye gelmesinde asıl etken olan ağabeyi İbrahim kalp krizinden vefat etmiştir.

31 Ekim 2014 tarihinde Bulgaristan'ın başkenti Sofya'daki bir hastanede akciğerlerinde yaşanan sorundan dolayı ameliyata alınmış olup aldığı narkozun etkisinden çıkamayarak saat 21:00'de vefat etmiştir. Cenazesi memleketi Hasköy'de toprağa verilmiştir.

Çarşamba, 24 Mayıs 2017 13:02

Cevdet Çağla

Yazan

Cevdet ÇağlaCevdet Çağla (1900 İstanbul /  22 Şubat 1988)

 Asıl Adı Ahmet Cevdet Çağla Babası Tophane İmalât-ı Harbiye Mektepleri müdürü topçu kaymakamı ( Yarbay ) Eşref beydir.Babası Eşref Bey ressamlık yapar, keman çalardı ve annesi Nazime hanımefendi de kıymetli bir piyanist idi.Cevdet Çağla çok küçük yaştan itibaren bu amatör musikişinas aile topluluğu içinde büyümüş ve gerekli musiki zevk ve terbiyesini anne ve babasından almıştır.İlk musiki dersini komşuları olan Musullu Ama Hafız Osman'dan Türk musikisi dersi alarak başladı.Cevdet Çağla, henüz yedi yaşlarında iken zamanın alafranga keman üstatlarından Antonyadis 'den garp musikisi dersleri almaya başladı ve keman tekniğini ilerletti.

Orta öğrenimini Bebek Frerler Okulunda yaparken okul orkestrasına girerek keman bilgisini ilerletti.

1916 yılında (16 yaşında) Maarif Nezareti tarafından musiki eğitimi yapması için Almanya'ya gönderildi.Lise tahsilini ve keman eğitimini tamamladıktan sonra yurda döndü ve İstanbul Yüksek İktisat ve Ticaret Mektebi'ne başladı .Yüksel okula devam ederken Darültalim-i Musiki Cemiyeti'ne dâhil oldu ve aralıksız 15 yıl devam etti. Mısır'a ve  Almanya 'ya giderek başarılı konserler verdi. Cemiyetin başkanlığından Kemani Reşat Bey 'in çekilmesiyle onun yerine geçti.

1927 yılında İstanbul Radyosu faaliyetlerine katıldı.1938 yılında Ankara Radyosu'nun işletmeye açılması ile "repetitör artistliğine" tayin oldu, 1949 yılına kadar devam etti. Ankara 'da bulunduğu yıllarda Fehmi Tokay'ın Ankara'da faaliyette bulunduğu Ankara Musiki Cemiyeti 'ndeki çalışmalara katıldı.1950 yılında İstanbul Radyosu'nun müzik yayınları şefliğine atandı.1956 yılında Türk ve Irak hükümetleri arasındaki kültür anlaşmaları sebebiyle Bağdat Konservatuarı keman hocalığına tayin oldu.1959 senesinde yurda dönerek, tekrar İstanbul Radyosu müzik yayınları şefliğine tekrar başladı.

Cevdet Çağla, kıymetli bir keman üstadı ve icracısı olduğu kadar, aynı zamanda büyük bir bestekârdır. Temiz icrası,klâsik üslûbu, eşlik etmedeki ustalığı, yaptığı taksimlerdeki üstün geçki tekniği ile usta keman sanatkârlarındandı. Şed yollarını iyi bildiğinden, alışılmamış perdeleri kullanarak yaptığı sürprizli geçkileri ile tanındı. Yirminci yüzyıl Türk musikisinin en dikkate değer bestekârlarındandır. Geleneğe bağlı şarkı bestekârları arasında kendisine sağlam bir yer edinmiş, ustalıklı, başarılı,

ifadeli eserler besteledi. Klâsik geleneklere bağlı olmakla beraber, eserlerinde zevkli, yadırganmayan  bazı yenilikler de uyguladı.

Yüz kadar eseri olduğu bilinen Cevdet Çağla, 22 Şubat 1988 tarihinde İstanbul'da hayata veda etti.

Evli olan Cevdet Çağla 'nın Ahmet Çağla adında oğlu ve Hülya (Yalım) adında bir kızı var.

Çarşamba, 24 Mayıs 2017 13:00

Cemile Cehver Çiçek

Yazan

Cemile Cevher ÇiçekCemile Cevher Çiçek (1926; Maçka, Trabzon - 26 Şubat 2010; Şile, İstanbul), Türk ses sanatçısı, derlemeci ve nota yazıcıdır.

1946 yılında İstanbul’a yerleşti. 1950 yılından itibaren Hasan Sözeri’nin yönettiği Karadeniz’den Sesler Topluluğunda, İstanbul Radyosu'nda göreve başladı. Yurttan Sesler Topluluğu'nda yıllarca çalışmalarını sürdüren Cemile Cevher Çiçek, 1979 yılında emekliye ayrıldı.

Cemile Cevher, bilhassa seslendirdiği Karadeniz Bölgesi Türküleri ve horon havaları ile tanındı. Gerek radyo yayınları, gerek doldurduğu plak ve kasetler ve gerekse de yuriçi ve yurt dışında verdiği konserlerle pek çok türkünün, ülke genelinde yayılıp sevilmesini sağladı. Ses sanatçılığı yanında, Türkiye’nin çeşitli yörelerinden yaptığı derlemelerle TRT Türk Halk Müziği Repertuarına ‘Derleyici’ ve ‘Notalayıcı’ sıfatlarıyla onlarca türkü kazandırdı ve bunları seslendirdi. Ayrıca çeşitli kurumlarda, eğitimcilik görevinde bulunarak öğrenciler yetiştirdi. Özellikle Karadeniz Bölgesi türküleri ve horon havaları ile tanındı.

Türk halk müziği sanatçısı Ali Ekber Çiçek ile evli olan Cemile Cevher Çiçek, 26 Şubat 2010 tarihinde, İstanbul Şile'deki evinde hayatını kaybetti.

Derlediği bazı türküler

İşte Geldim Ekim Büküm Oynayın Kız Oynayın

Sen Bu Yaylaları Yaylayamazsın

Hasta Oldum Derdine

Dirvana Vurdim Uçti

Divane Aşık Gibi Dolaşırım Yollarda

Terazi Tartayurum

Akayı Daşlı Dere

Ben Geçiye Gidemem

Bu Gece Rüya Gördüm

Rize Evlerinin Önünde Kara Üzüm Asması

Karardı Karadeniz

Gökte Yıldız Ay Mısın

Gurbet Elde Yadellerin Derdini

Haldozun Portakalı

Hayde Hayde Gidelim

Maçkanın Yolu Taşlık

Peştamal Tezgahına

Karadeniz Püsküllüdür Püsküllü

Sabahtan Kalkar Kızlar

Çarşamba, 24 Mayıs 2017 12:47

Cemil Demirsipahi

Yazan

Cemil DemirsipahiCemil Demirsipahi (d. 1933 İstanbul, Beşiktaş – ö. 12.01.2013 Ankara.)

Türk halk bilimi, Türk halk dansları ve Türk halk müziği uzmanı, saz sanatçısı, besteci, müzikolog.

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni 1960 ta bitirdi. Hacettepe Üniversitesi’nde ve TRT’de görev yaptı. 2002 yılında emekli oldu. Geleneksel ve Batı müziği formlarında 200 den fazla bestesi vardır. Türk Halk Oyunları adlı eseri Türk halk dansları konusunda en önemli kaynaklardan biridir. Ayrıca bağlama metodu ve müzik alanında başka kitapları da vardır. 12 Ocak 2013'de hayatını kaybetmişti

Çarşamba, 24 Mayıs 2017 12:38

Cemil Cankat

Yazan

Cemil CankatCemil Cankat  (1913,Şanlıurfa / 1976  Şanlıurfa)

1913 yılında  Şanlıurfa'da doğdu. Babası Onbaşı Mehmet, anasının adı Ayşe'dir.    Evli olup üç çocuğu vardır. 1976 yılında Şanlıurfa'da vefat etmiştir. Esas mesleği şoförlüktür. 19 Yaşında "Pencereden kar geliyor" adlı ilk plağını doldurur. Okuduğu plak çok sevilince, plaklar birbiri peşi sıra gelir ve 300 civarında plak yapar. Ünü yurt sınırlarını aşmıştır. Bilhassa Arap ülkelerinde sevilerek dinlenmiştir. Halep, Şam ve Kahire’de  konserler vermiştir. Ses sanatçılığının yanında bestekârdır da. Plâğa okuduğu eserlerin çoğunu kendisi bestelemiştir. Birçok filmde başrol ve yardımcı rollerde oynamıştır. Plaklara okuduğu eserlerden bazıları TRT Repertuarına alınmıştır.

Çarşamba, 24 Mayıs 2017 12:35

Cem Karaca

Yazan

Cem KaracaCem Karaca  (Muhtar Cem Karaca)  (5.5.1945 / 8.2.2004)

5 Nisan 1945 tarihinde İstanbul'da doğdu. Tiyatro sanatçıları Toto Karaca ve Mehmet Karaca'nın tek çocuğu. Tiyatro kulislerinde büyüdü. 5 yaşında annesi ve teyzesinin etkisiyle şarkı söylemeye başladı.

Robert ve Kültür Koleji’nde öğrenim gördü. Müzik hayatına amatör olarak 'Dinamikler' ve 'Jaguarlar' adlı müzik gruplarında başladı. Profesyonel olarak 1967 yılında Mehmet Soyarslan, Tümay Yalçınkaya, Timur Fildişi ve Ahmet Tuzcuoğlu ile birlikte 'Apaşlar' grubunu kurdu. Aynı yıl Apaşlar, Altın Mikrofon Yarışması’nda, sözleri Erzurumlu Emrah'a ait olan Cem Karaca’nın bestelediği 'Emrah' adlı besteyle ikinciliği kazandı. Apaşlar, daha önceki tutkuları olan batı beat müziği ile yeni tutkuları doğu müziğini sentezleyip Anadolu- beat tarzında çalışmalara girişti. 'Emrah'la elde edilen büyük başarı, 'Resimdeki Gözyaşları' ve 'Bu Son Olsun' gibi parçalarla devam etti.

1969 yılında Apaşlar’dan ayrılarak Seyhan Karabay'la birlikte 'Cem Karaca-Kardaşlar' topluluğunu kurdu. Cem Karaca-Kardaşlar, yayınladıkları ilk 45'likleri 'Dadaloğlu' ile listelerde iyi bir sıraya yerleşti. 1972 yılında bu gruptan ayrıldı ve Moğollar'a geçti. 'Namus Belası', 'Gel Gel', 'Obur Dünya' gibi hit parçalarla büyük başarılara imza attı.

'Cem Karaca-Dervişan'ı kurdu. Bu grubun kilit isimleri Cem Karaca ve Uğur Dikmen'di.

Toplama olmayan ilk LP’si 'Yoksulluk Kader Olamaz'ı Dervişan ile birlikte çıkardı. Dervişan'ın dağılmasından sonra ise Cem Karaca 70'lerdeki son grubu olan 'Edirdahan'ı kurdu. 'Cem Karaca- Edirhan'ın yaptığı 'Safinaz' isimli uzun çalar, Barış Manço’nun 1975 yılında çıkardığı '2023' ile birlikte Türkiye'nin sayılı senfonik rock albümleri arasında yer aldı.

1979 yılında Almanya'ya gitti ve 12 Eylül 1980 sonrası Türk vatandaşlığından çıkartıldı. Yaklaşık 8,5 yıl Almanya'da yaşadı. 27 Haziran 1987 akşamı Türkiye'ye geri döndü ve yeniden Türk vatandaşlığına alındı. Bu dönemde bazı eski arkadaşları tarafından suçlandı.

Bu suçlamalara kulak asmadan, yeni dünya görüşünü ortayan koyan eserler yapmaya başladı. Özellikle din konusunda değişen görüşleri çok tartışıldı.

Solunum ve kalp yetmezliği nedeniyle 8 Şubat 2004 tarihinde 59 yaşında vefat etti.

Üsküdar Seyit Ahmet Yesevi Camii’nde kılınan namazın ardından Karaca Ahmet Mezarlığı’nda toprağa verildi.

Sayfa 2 / 5