A-B-C-Ç-D (67)
Attila Özdemiroğlu (D.5 Ocak 1943- Ö.20 Nisan 2016)
Müzisyen, besteci ve aranjör
Çalgılar-Keman, vibrafon, flüt, trombon, çello, viola, piyano
Sanat dünyasının acı kaybı... Bir süredir akciğer kanseri tedavisi gören müzik dünyasının dev ismi Attila Özdemiroğlu bu sabah hayatını kaybetti.
Attila Özdemiroğlu'nun Gayrettepe’deki Florence Nightingale Hastanesi’nde saat 09.30'da çoklu organ yetmezliği nedeniyle yaşamını yitirdiği öğrenildi. Attila Özdemiroğlu 73 yaşındaydı.
Başta Ailesi ve sevenlerinin başı sağolsun.Allah rahmet eylesin..
Attila Özdemiroğlu
5 Ocak 1943 tarihinde Ankara'da doğdu. Genç yaşta müziğe ilgi duymaya başladı. Çeşitli müzik aletlerini çocuk yaştayken çalmayı öğrendi ve okulda (Ankara Atatürk Lisesi'nde öğrenciyken) müzik etkinliklerine katıldı. 1966 yılında Durul Gence 5 orkestrasına girdi ve bundan sonra çeşitli orkestralarda görev aldı. Besteci ve aranjör olarak çeşitli eserlere imza attı. Ajda Pekkan, Nilüfer, Kayahan, Sezen Aksu, Onno Tunç, Uzay Heparı gibi isimlerle çalıştı. Film müzikleri de yapan sanatçı, yedi adet Altın Portakal Ödülü'nün sahibidir. Evli ve dört çocuk babasıdır.
Filmografisi
Arkadaş (1974)
Endişe (1974)
Zavallılar (1974)
Delisin (1975)
Haşhaş (1975)
İzin (1975)
Seninle Son Defa (1978)
Göl (1982)
Şalvar Davası (1983)
Fahriye Abla (1984)
Adı Vasfiye (1985)
Dul Bir Kadın (1985)
Kurbağalar (1985)
Züğürt Ağa (1985)
Anayurt Oteli (1986)
Asılacak Kadın (1986)
Kupa Kızı (1986)
Milyarder (1986)
Teyzem (1986)
Afife Jale (1987)
Muhsin Bey (1987)
Gece Yolculuğu (1988)
Kaçamak (1988)
Arabesk (1989)
Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni (1990)
Bir Başka Gece (TV Eğlence Programı) (1990 - 1995)
Robert's Movie (1991)
Gölge Oyunu (1992)
Manisa Tarzanı (1994)
Akrebin Yolculuğu (1997)
Ağır Roman (1997)
Steplerin Üzerinde, Gök Mavinin Altında (Belgesel) (1998)
Sır Topraklar (1999)
Beşik Kertmesi (TV Dizisi) (2002)
Gönderilmemiş Mektuplar (2003)
Eğreti Gelin (2004)
Kalbin Zamanı (2004)
İlk Durak (Belgesel) (2005)
O Şimdi Mahkum (2005)
Kilit (2007)
Aşk Yakar (TV Dizisi) (2008)
Vavien (2009)
Celal Tan ve Ailesinin Aşırı Acıklı Hikayesi (2011)
Eurovision İçin Düzenlediği Besteler
1975 Delisin ve Cici Kızlar Söz:Fikret Şeneş)
1975 Minik Kuş ve Füsun Önal Söz:Çiğdem Talu)
1975 Çiçekler ve Zerrin Yaşar Söz:Zerrin Yaşar)
1978 İnsanız Biz ve Grup Sekstet Söz:Şanar Yurdatapan)
1980 Pet’r Oil by Ajda Pekkan Söz:Şanar Yurdatapan)
1983 Atlantis by Beş Yıl Önce, On Yıl Sonra Söz:Aysel Gürel)
1987 Bir Gün Bize Yetmez by Arzu Ece ve Cihan Okan Söz:Zeynep Talu)
Tiyatro Oyun Müzikleri
1980 Yedi Kocalı Hürmüz
1984 Beyoğlu Beyoğlu Devekuşu Kabare
2008 Fosforlu Cevriye Ankara Devlet Tiyatrosu
Atilla Kaya (d. 8 Mart 1964 - ö. 14 Şubat 2008, İstanbul),
Türk taverna müziği sanatçısı.
Müzik yaşamına 13 yaşlarında Keman çalarak vede İstanbul Devlet Konservaturında, Türk Sanat Müziği söyleyerek başlamıştır. 1983 yılında piyanist şantör olarak İbrahim Tatlıses'in sahip olduğu Midhnight'da sahne almıştır, o yıllarda ünlü menejer Hasan Bora'nın kendisini keşfetmesiyle, 1984 yılında 20 yaşında iken Komşu Kızı, isimli ilk albümünü piyasaya çıkardı.1988 yılında çıkardığı Taverna'da Virtiöz 89 albümü iyi bir satış grafiği ve başarı getirmiştir.Adını Yollara Yazdım adlı parçası hit olmuştur. Genç yaşta yakaladığı şöhreti hızla kaybeden sanatçı alkol bağımlılığı nedeniyle yakalandığı siroz hastalığından kurtulamamıştır. Bacağındaki platinin enfeksiyon kapması sonucu ameliyat altına alınmış karaciğer yetmezliği yüzünden ameliyattan çıkamayıp 14 Şubat 2008'de 44 yaşında İstanbul'da vefat etmiştir.
Albümler
Komşu Kızı 1984
Yılın Şarkılarıyla 1985
Seni Sevmeyen Ölsün 1986
Falcı 1987
Sev Dostum 1987
Gülsene Güzel 1988
Tavernada Virtüöz (Adınını Yollara Yazdım) 1989
Liselim 1989
Süper Konser 1990
Halk konseri 1990
Issız Geceler 1988
Taverna'da Düğün 1990
Beni Yolcu Et 1990
Bir Kaç Gün Sabret / Süper 1991
Sebebi Sensin 1991
Güle Güle Yabancı / Seven insan Unutmaz 1991
92 Konseri 1992
Aşk Uğruna 1992
Tavernada Virtüöz 2/92 1992
Okul Yılları 1993
Gücüm Yetmiyor / El Salla 1996
Virtüöz 2 / 1996
Atilla Alpsakarya ( 1948 Konya / 03 Kasım 2008)
Atilla Alpsakarya, Elenor Plak Şirketi’nin ‘eski’ sahibi, besteci ve söz yazarı
Atilla Alpsakarya, 1948 yılında Konya’da dünyaya geldi. İlk, orta ve lise öğrenimini Konya’da tamamladıktan sonra Ankara’ya gitti.
Beste yapımına ağırlık verdi. Bestelerini daha çok klavyeli sazlar ve İspanyol gitarla yapan Alpsakarya, 7 yıl süreyle Ankara Radyosu’nda emisyon yaptı. Bu arada kendi adını verdiği bir orkestra kurdu. Ankara’nın çeşitli gece kulübü ve gazinolarında uzun yıllar müzik yaptı.
gibi çok sayıda Türkiye’nin önemli starlarına prodüktörlük yaptı. Zirvede ki bir çok ismin önemli yapıtlarına imza atarak müzikte kalıcı olmalarını sağladı.
3 Kasım 2008 tarihinde kalp rahatsızlığı nedeniyle İstanbul’da vefat etti.
Atakan Çelik (D. Erciş, Van, 1942 – Ö. Ankara, 13. 12. 2007).
5 yıl ilkokul öğretmenliği ve müdürlük yaptı. 1966 yılında TRT’nin açtığı Türk halk Müziği yarışmasında başarılı olarak 1969-1981 yıllarında TRT Ankara Radyosu’nda çalıştı. 14 plak ve kaset çıkardı. Döneminin en meşhur ve sevilen sanatçılarından olup özellikle “Vanlıyam, Şanlıyam” türküsüyle bütün yurtta tanındı. 1991 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Şanlıurfa Devlet Türk Halk Müziği Korosu’na geçti ve 2005 yılında emekli oldu. Emekliliğinden sonra Erciş’te kafeterya işleten Atakan Çelik yakalandığı kanser hastalığından kurtulamayarak Ankara’da vefat etti.
Derlediği veya Tanıttığı Eserleri
Bal Yeme Bal Yeme Bal Şirin Olur
Boyakçı'nın Gelini
Garanfil Esti Ne'dim
Gidersen Uğur Ola
Gulahsız'da Guyi Var
Karşıdan Yâr Geliyor
Mendil Aldım Bir Deste
Vanlıyam Şanlıyam
Yeri Yeri Han Bağına
Yükledim Göçemedim
Aşık Yener (1928 / 2010)
1928 yılında Afşin'in (sonradan bucak merkezi olan) Tanır köyünde doğdu. Asıl adı Hacı Yener’dir. İlkokulu köyünde okuduktan sonra Adana Düziçi Köy Enstitüsüne devam etti.
Aşıklık geleneğini ve şiiri küçük yaşlardan itibaren öğrenmeye başladı. Köy enstitüsü döneminde şiir yazmaya başladı. Küçük yaşlarda aile büyüklerinden dinlediği türküler ve halk hikayeleri geleneği tanımasında yardımcı oldu.
1946 yılında Hasanoğlan Köy Enstitüsünü bitirdi. Önce kendi yöresinde, daha sonra Kayseri ve İstanbul’da sağlık memuru olarak çalıştı. Bir süre de bucak müdürü olarak görev yaptı.
1962 yılında politik nedenlerden dolayı 9 ay tutuklu kaldı. Bundan dolayı uzun süre sıkıntılar yaşadı. Daha sonra aklanarak eski görevine dönen Aşık Yener 1978 yılında emekli oldu.
Aşık Yener, şiirlerinde, sevgi, doğa, ayrılık, toplumsal taşlama ve yergi gibi hemen her konuyu işlemektedir.
Aşık Yener İstanbul'da öldü ve orada toprağa verildi.
Aşık Veysel Şatıroğlu (d. 25 Ekim 1894, Şarkışla, Sivas / ö. 21 Mart 1973, Sivrialan, Sivas),
Türk halk ozanı. Avşar boyunun Şatırlı obasına mensuptur.
Aşık Veysel Şatıroğlu, 1894 yılında Sivas'ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde dünyaya geldi. Annesi Gülizar, babası "Karaca" lakaplı Ahmet adında bir çiftçiydi. Veysel'in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi. Ardından Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetti. Kendi anlatımına göre.
« Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeğe gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kayarak düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe .yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözüme çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan. »
Babasının, Âşık Veysel'e oyalanması için aldığı sazla önce başka ozanların türkülerini çalmaya başladı.1933 yılında tanıştığı Ahmet Kutsi Tecer'in teşvikleriyle kendi sözlerini yazıp söylemeye başladı.
Âşık geleneğinin son büyük temsilcilerinden olan Âşık Veysel, bir dönem yurdu dolaşarak Köy Enstitüleri'nde saz hocalığı yaptı. 1965 yılında özel kanunla maaş bağlandı. 1970'li yıllarda Hümeyra, Fikret Kızılok, Esin Afşar gibi bazı müzisyenler Âşık Veysel'in deyişlerini düzenleyerek yaygınlaşmasını sağladı. Şarkışla'da her yıl adına şenlikler yapılır.
Eserlerinde Türkçe'si yalındır. Dili ustalıkla kullanır. Yaşama sevinciyle hüzün, iyimserlikle umutsuzluk şiirlerinde iç içeydi. Doğa, toplumsal olaylar, din ve siyasete ince eleştiriler yönelttiği şiirleri de vardır. Şiirleri, Deyişler (1944), Sazımdan Sesler (1950), Dostlar Beni Hatırlasın (1970) isimli kitaplarında toplandı. Ölümünden sonra Bütün Şiirleri (1984) adıyla eserleri tekrar yayınlandı.
1973 yılında akciğer kanseri sonucunda vefat etti.
2014 yılının Kasım ayında Devlet Opera ve Balesi Âşık Veysel'in ölümünün 41. yılı anısına onun türkülerinden yola çıkılarak hazırlanan, tek perdelik dans tiyatrosu "Dostlar Beni Hatırlasın" sahneye konulmuştur. 17 Kasım 2014 yapılacak prömiyere onur konuğu olarak Âşık Veysel'in kızı ve torunlarının katılacağı açıklanmıştır. Gösterinin rejisörlüğünü İhsan Bengier yaparken, Almula Ersoy, Ayşegül Aydemir, Deniz Alp, Sevim Başol ve Müge Gündüz gibi isimler rol almıştır.
Anlatamam derdimi (5:24)
Arasam seni gül ilen (4:18)
Atatürk'e ağıt (5:21)
Beni hor görme (2:46)
Beş günlük Dünya (3:58)
Bir kökte uzamış (4:55)
Birlik destani (1:42)
Çiçekler (3:05)
Cümle âlem senindir (6:44)
Derdimi dökersem derin dereye (4:51)
Dost çevirmiş yüzünü benden (3:12)
Dost yolunda (4:43)
Dostlar beni hatırlasın (6:02)
Dün gece yar eşiğinde (4:28)
Dünya'ya gelmemde maksat (2:43)
Esti bahar yeli (2:41)
Gel ey âşık (5:35)
Gonca gülün kokusuna (5:24)
Gönül sana nasihatim (6:40)
Gözyaşı armağan (3:32)
Güzelliğin on para etmez (4:31)
Kahpe felek (2:58)
Kara toprak (9:25)
Kızılırmak seni seni (4:58)
Küçük dünyam (5:17)
Murat (5:13)
Ne ötersin dertli dertli (3:05)
Necip (3:16)
Sazım (6:02)
Seherin vaktinde (5:01)
Sekizinci ayın yirmi ikisi (4:43)
Sen varsın (4:01)
Şu geniş Dünya'ya (7:27)
Uzun ince bir yoldayım (2:23)
Yaz gelsin (3:02)
Yıldız (Sivas ellerinde) (3:16)
Aşık Mahzuni Şerif (17 Kasım 1940, Afşin, Kahramanmaraş - 17 Mayıs 2002, Köln)
Şerif Cırık veya tanınan adıyla Aşık Mahzuni Şerif .Türk halk ozanı.
Kahramanmaraş'ın Afşin İlçesi'nin Berçenek Köyü'nde dünyaya geldi. 1955 yılında, sonradan Ankara'ya nakledilen Mersin Astsubay Okulu'na kaydoldu. 1960'ta eşi Suna'yı kaçırdı ve 6 ay köyünde kaldı. Bu sırada okulu Balıkesir'e nakledildi. Okul komutanının çabası ile yeniden okula dönen Aşık Mahzuni, 6 ay devamsızlık yaptığına ilişkin bir ihbar üzerine okuldan atılınca yeniden köyüne döndü. 1964 yılında ilk plağı ile müzik piyasasına girdi.
Bir süre Gaziantep'te ikamet ettikten sonra Ankara'ya taşındı. 1989-1991 yılları arasında Halk Ozanları Federasyonu tarafından Dünya'nın en büyük 3 ozanı arasında gösterildi.
Sivas Dramı adlı türküsünü, Sivas Katliamı'nda yaşamını yitirenlere ithaf etmiştir.
2001 yılının Kasım ayında kendisine, "Elhamdülillah Kızılbaş'ım ve laiğim. Ben değil, yedi sülalem Kızılbaştır. Bir suç varsa o da dedemdedir." dediği için, DGM tarafından aleyhinde dava açıldı. Duruşma 27 Aralık 2001 tarihinde DGM'de yapıldı.
2001'in başlarında rahatsızlanarak, kalp ve solunum yetmezliği nedeniyle, JFK Hospital'da yoğun bakım altına alındı. Mayıs ayında taburcu edildi. 17 Mayıs 2002 tarihinde, evli, sekiz çocuk, dört torun sahibi olan Mahzuni Şerif 60'lı yaşlarında Almanya'nın Köln şehrinde vefat etti. Vefat ettiğinde, DGM'deki davası henüz sonuçlanmamıştı.
Mezarı şu an son ikametgahı olan Hacı Bektaş Veli Külliyesi'nin yakınındaki Çilehane adı verilen bölgededir.
Besteleri
Dom Dom Kurşunu
Yedin Beni
Yuh Yuh
Fadimem
Gül Yüzlüm
Ciğerparem
Merdo
Dostum Dostum
Han sarhoş Hancı sarhoş
Çeşmi Siyahım
Yalan Dünya
Ağlasam mı?
Abur Cubur Adam
Katil Amerika
Ekmek Kölesi
Aşık Mahzuni'nin 453 plağı, 50 kasedi ve yayınlanmış 9 adet kitabı bulunuyor. Ayrıca TRT tarafından çekilmiş 2 adet belgeseli bulunmaktadır.
Arif Sami Toker, (d. 1926 Gelibolu ö. 27 Nisan 1997 İstanbul)
Türk bestekar.
Arif Sami Toker kimdir, Arif Sami Toker, 14 Nisan 1926 tarihinde Gelibolu`da doğmuştur. Daha sonra İstanbul’la taşınan babası Şükrü Bey, annesi Hanife Nimet hanımla beraber çocukluğu ve gençliği İstanbul`da geçen sanatçının çok genç yaşta, bestekâr Sadettin Kaynak ve Hafız Kemal Batanay ile musiki dersleri aldı. Üsküdar Musiki Cemiyeti ‘e kaydoldu ve Emin Ongan`ın derslerini takip ederek musiki bilgisini geliştirdi. Ortaokulu İstanbul’da okudu.
16 yaşındayken, 1942 yılında yapılan İstanbul Konservatuarı Türk Müziği İcra Heyeti imtihanını kazanarak göreve başladı. Bu görev kendine Dr. Suphi Ezgi ve Sadettin Arel gibi musiki bilginlerinle tanışma fırsatını buldu ve bunların talebesi oldu. Nazari bilgisini en üst seviyeye getirdi.
Ticaret Lisesi yerine Konservatuvarı tercih ettiği için öğrenimi yarım kaldı ve askerliğini er olarak bando bölüğünde yaptı. Burada batı müziği enstrümanlarını tanıma fırsatı buldu.
1945 yılında İstanbul Tepebaşı Gazinosu’nda ilk defa sahneye çıkarak sahne hayatına başladı. Nihavent Makamında birçok şarkı besteledi.
1950 yılında İstanbul Radyosu ‘nda amatör sanatçı olarak göreve başladı. Daha sonra İstanbul Radyosu Türk Musikisi Şubesine kadrolu olarak göreve devam etti.
1952turnelerine çıktı ve 30 turne yaparak rekor kırdı.
1954 yılında İzmir Radyosu Müzik Yayınları Şefliği görevine atandı ve bu görevi 4 yıl sürdürdü. İzmir Türk Musiki Derneği ‘nin başkanlığını da yaptı.
Arif Sami Toker’in eskimeyen bir sesi, şahane bir icra tarzı vardı. Türk Musikisinde en çok bestesi bulunan bestecilerimizden biridir. Nazari ve nota bilgisi en üst düzeydeydi.
Bestekar Arif Sami Toker ve eşi Sevim Toker, 1987 yılında Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası için bir marş hazırlamıştır.1946 yılında Meliha hanımla evlendi ve bu evlilikten çocukları olmadı. Daha sonra bir iki evlilik daha yaptı, en son Sevim Toker hanım ile evliydi.
Arif Sami Toker, 27 Nisan 1997tarihinde İstanbul’da yoksulluk içinde Balıklı Rum Hastanesi’nde kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.
Eserlerinden Bazıları:
Ali Mamaraşlı (D-Malatya………../Ö,2006)
Türk Halk Müziği Ve Arabeske Eserler Vermiş Söz Yazarıdır
Müslüm Gürses-Benim Meselem
İbrahim Tatlıses-Yetiş Ya Muhammed
Mahsun Kırmızıgül-Le Daye
Bülent Serttaş-Gurbet Türküsü
Azer Bülbül-Başımıza Gelene Bak
Hatırası Var-Kibariye
Yusuf Harputlu-Sen Akıllı Ben Delice
Selam-Güler Işık
Özlem Özdil-Dağlar Bizim Dağlarımız.
Yıldızlar Kayboldu O Günde Sonra-Oğuz Yılmaz
Ayrıca Mehmet Aslanla Bir Çok Çalışması Vardır.
Ali Ekber Çiçek (1935 / 27 Nisan 2006
Erzincan’ın Ulular Köyü’nde 1935’te doğan Ali Ekber Çiçek, babasını 1939 Erzincan depreminde yitirdi. Çok küçük yaşlarda rençberlik yapmaya başlayan Çiçek, bu arada bağlama çalmayı öğrendi. İlkokuldan sonra öğrenimini sürdüremeyen Çiçek, 1961 yılında İstanbul Radyosu’na ses ve bağlama sanatçısı olarak girdi. Sanat yaşamı boyunca 400’den fazla türküyü derleyip Türk Halk Müziği’ne kazandıran Çiçek, halk müziğini geniş kitlelere ulaştırarak unutulmazlar arasına girdi.
Türk Halk Müziği’nin yaşayan en önemli isimlerinden Ali Ekber Çiçek, 71 yaşında İstanbul’da vefat etti. Sanatçının cenazesi, bugün Balıkesir’in Edremit İlçesi’nde toprağa verilecek.
Bugün dillerden düşmeyen, pek çok sanatçının repertuvarına almak istediği "Haydar Haydar", "Gönül Gel Seninle Muhabbet Edelim", "Derdim Çoktur Hangisine Yanayım" gibi birçok türkü, Ali Ekber çiçek sayesinde halk müziğinin klasikleri arasına girdi. Yine klasikler arasındaki "El Vurup Yaremi İncitme Tabip" ve "Yolumuz Gurbete Düştü" gibi birçok türküyü de Ali Ekber Çiçek derledi.
Hayatı 2003 yılında "Cahilden Uzak Dur, Kemale Yakın" adlı belgesele konu olan Ali Ekber Çiçek, "Türküyle siyaset yapılmaz" diyerek, müziği siyaset aracı haline getirenleri eleştirdi. Sanatçı "Ben hiçbir zaman dini de, siyaseti de müziğime alet etmedim. Hiçbir insanı ayırmadım. Bize böyle öğretildi, biz böyle bildik" görüşündeydi.
Çiçek, Türk Halk Müziği’nin bugününü değerlendirirken geçmişte üretilen eserlere saygı gösterilmediğinden yakınırdı. Çiçek, bir röportajında "Türk Halk Müziği tekrar popüler oldu, ancak ben bu gelişmeyi hazırcılığa bağlıyorum. Şimdi şöhret olmuş kişiler benim 40-50 yıl önce yazdığım parçalardaki ezgilerin üzerine güfte yapıp söylüyorlar. Bir de bu okuduğum parçalarda leyleği kuşa çevirerek okuyorlar" demişti.
Çiçek tarafından derlenen türküler
Bir Güzeli Methedeyim
Çoktan Beri Yollarını Gözlerim
El Vurup Yaremi İncitme Tabib
Gönül Gel Varalım Gülşen bağına
Şepke’nin Kavakları
Yolumuz Gurbete Düştü
Çiçek’ten derlenen türküler
Ondört Bin Yıl Gezdim Pervanelikte(Haydar Haydar)
Böyle İkrarınan Böyle Yolunan
Bunca Olan Emeğimi
Derdim Çoktur Hangisine Yanayım
Ey Erenler Akıl Fikir Eyleyin
Gönül Gel Seninle Muhabbet Edelim
Gurbet Elde Bir Hal Geldi Başıma
Gurbet Elde Yadellerin Derdini
Gül Yüzlü Sevdiğim
Hazin Hazin Esen Seher Yelleri
İsmini Sevdiğim Saadetli Dostum
Nasıl Yar Diyeyim Ben Böyle Yare
Diğer...
Alaaddin Şensoy (1932 / 17.Şubat.1997)
1932 Yılında İzmir 'de dünyaya geldi. Ailesi ile birlikte 1938 Yılında Bergama 'Ya Yerleşti. İlkokulu Ve Ortaokulu Bergama 'da Okudu Ve Lise Tahsilini Tamamlayamadı. Ayhan Şensoy İle Evlendi Ve Bu Evlilikten Süleyman Adında Oğlu Oldu. 1952 Yılında İzmir Radyosu 'nun açtığı sınava girdi ve kazandı. İzmir Radyosu 'nda çalışmaya başladı. Burda Mehmet Kasabalı, Necdet Varol ve Cüneyt Orhon gibi kıymetli hocalarla tanıştı. Bu hocalardan nota, usul, solfej ve makam dersleri aldı. 1960 Yılında plak doldurmak için İstanbul 'a gitti. İstanbul Radyosu 'na müracaat etti ve müracaatı kabul edildi.
Önce Batı Müziği, sonra da Türk Musikisi diskotek şefiği yaptı. 1967 Yılında İstanbul Radyosu 'ndaki memuriyetinden istifa etti.Serbest çalışma hayatına başlayan Şensoy, radyo yayınlarında solistlik yapmaya devam etti.
1960 Yılında ise bestekarlık hayatına başladı. Klasik Türk müziğinin 20 yüzyıldaki önemli bestecisi ve ses sanatçısı Alaeddin Şensoy 'un "1960 - 1974 Kayıtları" adıyla albümü yayınlandı, sanatçı tarafından betelenmiş birçok eserin yanında diğer bestekarların eserleriyle bazı halk türküleri de yer aldı. Ses sanatçısı ve bestekar olarak yaşamını sürdürdü. Bir çoktaş plak ve long play dolduran sanatçı, en son YKB kültür yayınlarında albüm yaptı.17.Şubat.1997 tarihinde vefat etti.
Ahmet Üstün (1925 / 19 Şubat 1988)
Ses sanatçısı, bestekar ve film oyuncusu.
Ahmet Üstün, 1925 yılında dünyaya gelmiş ve 19 Şubat 1988 tarihinde vefat etmiştir. Kabristanı Feriköy mezarlığındadır.1950'li yılların yıldızlarındandı. Bu yıllarda "Oğlum için" filminin müziğini yapmış, Estergon Kalesi filminde başrol ve İstanbul geceleri filmlerinde konuk oyuncu olarak oynamıştır.
Besteleri: Gel bu akşam erkence, Yıllar var ben onu hiç unutmadım ve Yaprakları göğsümde.
Müzeyyen Senar
Evinde kalırdım.Amerika'da birlikteydik. Çok yakın bir arkadaşlığımız oldu. Amerika'ya gittiğimde evinde kalırdım. Çok üzüldüm. Ne yapacağımı bilmiyorum. Şu an duygularımı anlatamayacak kadar üzgünüm, yıkıldım. Allah rahmet eylesin.
Gönül Yazar
Sesi çok güzeldi Necla İz, Ahmet Üstün ile evlendiği zaman kızlar ayılıp bayıldı. Çünkü bütün genç kızlar Ahmet Üstün'e hayrandı. Ben o dönem Bursa Setbaşı İlkokulu'nda öğrenciydim. Okula bile onlar evlendiği için gitmedim. Ben de Ahmet Üstün hayranıydım, ama onlar birbirlerine çok yakışmışlardı. Daha sonraki yıllarda kendisini çok sevdim. Amerika'dan geldiğinde arardı, çok güzel bir sesi vardı. Çok güzel şarkılar okurdu. Soprano bir sesi vardı.
Ahmet Sezgin ( 1936 Bolu –9 Ağustos 2008, İstanbul)
Alınan bilgilere göre, bir süredir kolon kanseri tedavisi gören ve Bakırköy'deki evinde 72 yaşında vefat eden Sezgin'in cenazesi, yarın ikindi vakti Ataköy 5. Kısım Camisi'nde kılınacak namazın ardından toprağa verilecek.
İstanbul'da 1936 yılında doğan Sezgin, orta öğreniminden sonra 1954 yılında İstanbul Radyosu Yurttan Sesler Korosu'nu kurmak için açılan sınava girdi. Muzaffer Sarısözen, Mesut Cemil, Münir Nurettin Selçuk, Behçet Kemal Çağlar ve Halil Bedii Yönetken gibi önemli isimlerden oluşan jüri karşısına çıkan Sezgin, 935 kişi arasında birinci oldu.
Daha sonra radyoda nota solfej derslerine başlayan ve opera sanatçısı Aydın Gün'den diyafram dersleri alan Sezgin, 4 türküden oluşan 15 dakikalık radyo programlarına başladı.
Sezgin, hocası Muzaffer Sarısözen'in önerisiyle 1957-1963 yılları arasında Ankara Radyosu'nda canlı yayınlara katıldı. Çoğunlukla kendi derlediği türkülerden ve yurttan sesler repertuvarından türkü ve uzun havalar okuyan Sezgin, 1960 yılında ilk plağı olan ve kendi derlediği “Gele gele geldim bu kara taşa” uzun havasını okudu.
1963 yılında İstanbul sahnelerinde çalışmaya başlayan Ahmet Sezgin'in bundan sonraki yaşamı sahne çalışmaları, plaklar, Anadolu turneleri, yurt içi ve yurt dışı konserleri ile devam etti. 400'ün üzerinde kaset ve plak çalışması bulunan Sezgin'e, Yücel Paşmakçı, Hamdi Özbay, Tuncer İnan, Mehmet Erenler, Musa Eroğlu, Arif Sağ, Nida Tüfekçi ve Zafer Gündoğdu gibi saz sanatçıları eşlik etti. Orhan Gencebay'ın da kendisine 5 yıl sazıyla eşlik ettiği sanatçı, Gencebay'ın bestelerini plak yaparak konserlerinde okudu.
Türkiye'de 1964 yılında ilk arabesk şarkıyı, Suat Sayın'ın “Sevmek günah mı?” adlı eserini okuyan Sezgin, yine aynı yıl “Deryada bir salım yok” adlı Gencebay parçasına ilk playbacki yaptı.
Folklor ekibiyle sahne çalışmaları yapan “ilk sanatçı” olan ve bir dönem tiyatro müzikleri de hazırlayan Sezgin, Filiz Akın ile “Mirasyedi” ve Sezer Güvenirgil ile “Aşk yarası derindir” isimli 2 filmde rol aldı.
Çeşitli kurum ve kuruluşlarda 100'ün üzerinde ödülü ve altın plakları bulunan Ahmet Sezgin, derlediği 100'den fazla türkünün çoğunu TRT repertuvarına kazandırdı.
Sanatçının derlemesini yaparak TRT repertuvarına kazandırdığı bu türküler arasında, “Hastayım ben gelemem”, “Geldi düğün kınası”, “Küp içinde ayranım”, “Yeşillim”, “Gidin yare haber verin uçan kuşlar”, “Şemsiyemin ucu kara”, “Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır”, “Turnam yükseklerden uçar”, “Kerpiç kerpiç üstüne kurdum binayı”, “Gele gele geldim bu kara taşa”, “Avcı vurmuş ceylanı”, “Entarine peş olam”, “Kız pınar başında testi doldurur”, “Asmanın tepesinde kuru üzüm olur mu?”, “Kara duta yaslandım”, “Gümüş telli sazım var” gibi pek çok eser yer aldı.
Bağlamadan başka yaylı ve mızraplı tambur, ud ve piyano çalan Sezgin, evli ve 4 çocuk babasıydı.
Ahmet Kaya (28 Ekim 1957)- (16.11.2000)
28 Ekim 1957 tarihinde Malatya’da doğdu. Altı yaşında babasının hediye ettiği bağlama ile tanıştı. İlkokulu Malatya'da okudu. Okuldan geri kalan zamanlarında plak ve kaset satan bir dükkanda çalışmaya başladı. Ailesinin geçim sıkıntısı çekmesi nedeniyle İstanbul Kocamustafapaşa'ya göç ettiler ve okulu bıraktı. İşportacılık ve çıraklık gibi çeşitli vasıfsız işlerde çalıştı. Birkaç arkadaşıyla birlikte Halk Birimleri Derneği'nin çalışmalarına katıldı. Çeşitli etkinliklerde bağlama çaldı.
1978 yılında Gelibolu'da askerlik yaptı. Askerlik dönüşü Gülten Kaya ile evlendi. 1982 yılında kızları Çiğdem doğdu. Ağlama Bebeğim albümünü 1985 yılında yayınladı. Gülten Hayaloğlu ile evlendi. 1986'da Şafak Türküsü albümü çıktı. Aynı yıl An Gelir albümünü yayınladı. 1987 yılında kızı Melis doğdu. Gülten Hayaloğlu ile evlendikten sonra kardeşi Yusuf Hayaloğlu’nun şiirleriyle tanıştı. Sözlerinin çoğunluğunun Yusuf Hayaloğlu'na ait olduğu Yorgun Demokrat albümü 1987 yılında yayınlandı. 1988 yılında Başkaldırıyorum’u çıkarttı. 1989 yılında sadece bağlama ve vokalin oluşturduğu konserlerinden bir derleme olan Resitaller-1'i yayınladı. Aynı yıl İyimser Bir Gül'ü yayınladı.
1990 yılında Resitaller-2 albümü çıktı. Aynı yılın Ekim ayında çeşitli şairlerin şiirlerinden oluşan Sevgi Duvarı isimli albümünü çıkarttı. Ardından Şarkılarım Dağlara albümünü çıkardı.
1990 yılında Tatar Ramazan ve 1992 yılında Tatar Ramazan Sürgünde filmlerinin müziğini yaptı. 1994 yılında prodüksiyonu'nu Gülten Kaya ve Yusuf Hayaloğlu'nun yaptığı, Kanal D'de yayınlanan ‘Ahmet Abi'nin Vapuru’ programını yaptı. Bu programa ülkücü işadamı Nihat Akgün'ün katılması ve işadamı Fadıl Akgündüz’ün sahibi olduğu JetPA'nın sponsorluğunu yapması sol çevreler tarafından eleştirildi. 16 Kasım 2000 tarihinde Paris’te öldü.