besteciler

besteciler

besteciler

Çarşamba, 07 Haziran 2017 15:34

Necdet Tokatlıoğlu

Necdet TokatlıoğluNecdet Tokatlıoğlu ( 30.01.1933 / 27 Eylül 2008)

30 Ocak 1933 tarihinde İzmir'de doğdu. Müziğe, 1948 yılında, İzmir Türk Musıkisi Cemiyeti’nde başladı. Burada Ahmet Aksoy ve İlyas Tonguç’dan yararlandı. 1951 yılında Mehmet Kasabalı’dan ud ve nota dersleri almaya başladı. 1952 yılında, İzmir Radyosu’na girdi. 1954 yılında Ankara Radyosu’nda hem ud hem de ses sanatçısı olarak çalışmaya başladı. Ankara Radyosu’nda Fahri Kopuz, Ruşen Kam, Suphi Ziya Özbekkan’dan nazariyat, Refik Ahmet Sevengil’den edebiyat, Mesude Çağlayan ve Saadet İkesus’dan şan dersleri aldı. 7 Ekim 1960 tarihinde, Ankara Radyosu Müzik Yayınları Müdürü oldu. 1961 yılı Aralık ayında ise solistlik görevine geri döndü. Kendi isteğiyle emekliye ayrıldığı 1981 yılına kadar radyoda solist, korist ve program şefi olarak görev yaptı.

Ankara Radyosu’nda iken; 1968 yılında Mısır ve Tunus, 1969 yılında İran, Pakistan, Bangladeş ve Irak, 1972 yılında Mısır, Tunus ve Cezayir’de konserler verdi. 1979 yılında, “Libya Destanı”nı besteledi ve Libya’da konser verdi. 1980 yılında, Libya Devrimi’nin yıldönümü nedeniyle, Libya Devlet Başkanı Muammer Kaddafi’nin daveti ile tekrar Libya’da konser verdi. 1983 yılında, cumhuriyetin 60. yıl kutlamaları için Türk Federasyonu’nun daveti ile ABD’nin New York Hilton Oteli’nde yapılan baloya katıldı. 1988 yılında, istek üzerine yine ABD’de New York ve New Jersey’de konserler verdi.

İlk bestesi, “Gördüm O Yeşil Gözleri Bir Lahzada Yandım” mısrasıyla başlayan, Kürdili Hicazkar şarkıdır. Sanatçı kendi bestelerinden oluşan 5 adet LP ve pek çok 45 devirli plak doldurdu. 95 kadar bestesinden 68 tanesi, TRT Repertuarı’ndadır. Sanatçı, 1975 ve 1983 yılları arasında, Milliyet gazetesi tarafından düzenlenen yılın şarkısı anketlerinde, pek çok kere ödüle layık görüldü.

Uzun süre, İstanbul Musıki ve Kültür Derneği TSM Korosu’nun şefliğini yaptı. Son yıllarında İstanbul Koç Allianz Korosu'nu ve Kabataş Necdet Tokatlıoğlu Musiki Derneği Korosu'nu çalıştırmaktaydı. 27 Eylül 2008 tarihinde İstanbul'da vefat etti.

Çarşamba, 07 Haziran 2017 15:32

Müzeyyen Senar

Müzeyyen SenarMüzeyyen Senar (1919 / 31 Temmuz 2012)

1919 yılında Bursa'da doğdu. Müzik eğitimine Anadolu Musiki Cemiyeti'nde, kemençe üstadı Kemal Niyazi Seyhun Bey ve udi Hayriye Hanım gözetiminde başladı. Ünü yayıldıkça Sadettin Kaynak, Selahattin Pınar, Lem'i Atlı, Mustafa Nafiz Irmak gibi devrin önemli üstadları da ona dersler verdi.

Kemal Niyazi Bey ve Hayriye Hanım'ın desteğiyle İstanbul Radyosu'nda şarkı söylemeye başladı. Perşembe günleri ilgiyle izlenen bu programla geniş kitlelere adını duyurdu. 10. Yıl Belvü Gazinosu'nun sahibi İbrahim Dervişzâde'den sahne teklifi aldı. Gazinonun 1933 yılının yaz sezonunun yıldızlar programına katıldı. Sonraki yıllarda İstanbul'un başka gazinolarında sahne aldı.

Yeteneği, Cumhuriyet'in kurucusu Atatürk'ün de ilgisini çekti. Sanatçı birçok kez onun huzurunda şarkı okudu.

1938 yılında Ankara Radyosu'nun ilk yayınlarına katıldı. 1941 yılına kadar radyo aracılığıyla dinleyicileriyle buluşmayı sürdürdü.

Türkiye'nin ünlü gazinolarında sahneye çıktı. Plak çalışmalarıyla yaptı. Son sahne konserlerini 1983 yılında İstanbul Bebek Gazinosu'nda verdi. Bu tarihten sonra yalnızca özel toplantılarda şarkı söyledi.

Devlet Sanatçısı seçildi.

8 Şubat 2015

Müzeyyen Senar ,sabah 07.30 vefat etti

Türk Sanat Müziği sanatçısı Müzeyyen Senar, tedavi altında tutulduğu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde hayatını kaybetti. 

Çarşamba, 07 Haziran 2017 01:39

Müslüm Gürses

Müslüm GürsesMüslüm Gürses  (Müslüm Akbaş)-( 7 Mayıs 1953 / 3 Mart 2013)

7 Mayıs 1953 tarihinde Şanlıurfa'nın Halfeti ilçesinin Fıstıközü köyünde doğdu. Üç yaşındayken ailesi Adana'ya göç etti. İlkokulu bitirdi. 14 yaşında Adana Aile Çay Bahçesi’nde düzenlenen yarışmaya katıldı ve birinci oldu. 1967 yılından TRT Çukurova Radyosu'nda türküler söyledi. Soyadını 'Gürses' olarak değiştirdi. 1968 yılında plak çıkarmak için İstanbul’a geldi. Emmioğlu/Ovada Taşa Basma isimli plağı, üç yüz bin satış yaptı. Sarıkaya Plak ile 2 adet 45'lik Plak yaptı: 'Giyin Kuşan Selvi Boylum/Hayatımı Sen Mahvettin' ile 'Gitme Gel Gel/Haram Aşk'. Daha sonra 1969 yılında yine İstanbul'da Palandöken firması ile 'Sevda Yüklü Kervanlar/Vurma Güzel Vurma' isimli 45'lik plağı çıktı. Bu plak tam 300 bin adet sattı.

Bu plaktan sonra askerliğini yaptı. Tekrar İstanbul'a geldi. Aynı firmada plaklarını çıkarmaya devam etti. Palandöken firması ile 13, Bestefon firmasıyla 4, Hülya Plak ile 15 ve Çın Çın Plak ile tam 2 adet 45'lik plak yaptı. 1979 yılında ilk defa İsyankar filmiyle kamera karşısına geçti. Sinema oyuncusu Muhterem Nur’la 1982 yılında çıktığı Malatya turnesi sırasında karşılaştı. 1985 yılında Muhterem Nur’la evlendi.

3 Mart 2013 tarihinde İstanbul'da vefat etti. Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.

45’likleri

1968

İlk Plağını çıkarır

Emmioğlu/Ovada Taşa Basma

Aşk Olmaz Olsun/Duman Dumana

Aşkı Senden Öğrendim/Aylar Geçiyor Sensiz

1969

Giyin Kuşan Selvi Boylum/Hayatımı Mahvettin

Haram Aşk/Gitme Gel Gel

Sevda Yüklü Kervanlar/Vurma Güzel Vurma

Özür Diliyorum Senden/Gezdim Dolaştım Gurbet Elleri

Rakı Şarap Farketmez/Bir Fincan Kahve Olsam

O Yeşil Gözlerin/Nasıl Özür Dileyim

Sevgilim Perisin/Düştüm Senin Aşkına

1970

Aşk Gölü /Beni Ağlatanlar

Gönlümdeki Çiçekler/Günahım Dünyaya Sığmaz

Yeter Tanrım Yeter/Neyleyim Neyleyim

Ağlayanlara Gülünmez/Aşk Bilmecesi

Gözlerin Belalı/Altın Kafes

Söyle Doktor/Genç Yaşımda

1971

Ulu Tanrım Bu Ne Çile/Pişman Değilim

Bu Nasıl Dert Teşekkür Ediyorum

Eştiğin Kuyuya Düştün/Kurban Olduğum

Bilmeyerek Kırdım Seni/İç Bir Kahve Sigara

Bir Dilim Beyaz Peynir/Sensiz Geceler

Çivi Çiviyi Söker/Karşılıksız Sevenler

Ben İnsan Değilmiyim/Seni Sevmek İçin Ölmekmi Lazım

Ne Geçti Eline Bir Lokma Ekmek

Adam mı Oldun/Balmısın Şekermisin

1972

Bu Kadar İşkence Günah/Sen Yoksun Diye

Kederliyim İçiyorum/Günahkarmı Doğdum

Bugünün Yarını Var/Çilekeş

1973

Kaybolan Günler /Yarab Al Canımı

Aşkı Seninle Tattı/Ümit Dünyası

Hayat Bir Kumarhane/Son Dileğim

Göçmen Kuşlar/İnsafa Gel İnsafa

Mahsun/Ümit Ver Artık

Kaderde Varmış Ayrılmak/Kaderimin Zulmü

1974

Ah (Gelde İçme)/Ölüyorum Kederimden

İçiyorsam Sebebi Var/Sevenler Acısın

Sevmesen Olmuyor/Yalvarış

1975

Çın Çın 1 Albümünü çıkarır

1976

Çın Çın 2 Albümünü çıkarır

1977

Çın Çın 3 Albümünü çıkarır

Mimar / Of Yarab plağını çıkarır

1978

Çın Çın 4 Albümünü çıkarır

Esrarlı Gözler Albümünü çıkarır

İsyankar / Dünya Ne Hale Gelmiş plağını çıkarır

Tarsus Adana yolunda trafik kazası yaptı, öldü diye morga kaldırıldı.

1979

İsyankar Filmi yayınlandı

1980

Bağrı Yanık Albümünü çıkarır

Kul Sevdası filmi yayınlandı

Bağrı Yanık filmi yayınlandı

1981

Mutlu Ol yeter Albümünü çıkarır

İtirazım var filmi yayınlandı

Mutlu Ol Yeter filmi yayınlandı

1982

Müzik Ziyafeti Albümünü çıkarır

Tanrı İstemezse Albümünü çıkarır

1983

Anlatamadım Albümünü çıkarır

Anlatamadım filmi yayınlandı

1984

Yaranamadım Albümünü çıkarır

Bir Yıldız Doğuyor filmi yayınlandı

Çare Sende Allah’ım filmi yayınlandı

Ağlattı Kader filmi yayınlandı

Sev Yeter filmi yayınlandı

1985

Yaranamadım filmi yayınlandı

İkizler Filmi yayınlandı

Güldür Yüzümü Albümünü çıkarır

Güldür Yüzümü filmi yayınlandı

Kul Kuldan Beter filmi yayınlandı

Büyük Aşkı Muhterem Nur’la evlendi

1986

Seher Vakti filmi yayınlandı

Sevda Yolu Albümünü çıkarır

Yıkıla Yıkıla Albümünü çıkarır

Küskünüm Albümünü çıkarır

Küskünüm filmi yayınlandı

Gitme Albümünü çıkarır

1987

Oğlum filmi yayınlandı

Talihsizler Albümünü çıkarır

Talihsizler filmi yayınlandı

1988

Maziden Bir Demet Albümünü çıkarır

Aldatılanlar Albümünü çıkarır

Dertler İnsanı Albümünü çıkarır

Vefasız Alem Albümünü çıkarır

1989

Bir Kadeh Daha Ver Albümünü çıkarır

Bir Fırtına Kopacak Albümünü çıkarır

Mahsun Kul Albümünü çıkarır

Konseri Albümünü çıkarır

1990

Dertler İnsanı filmi yayınlandı

Dünya Boştur filmi yayınlandı

Arkadaş Kurbanıyım Albümünü çıkarır

Güle Güle Git Albümünü çıkarır

Hüzünlü Günler Albümünü çıkarır

1991

Bir De Benden Dinleyin Albümünü çıkarır

Her Şey Yalan Albümünü çıkarır

Yüreğimden Vurdun Beni Albümünü çıkarır

Sen Nerdesin Ben Nerdeyim Albümünü çıkarır

1992

Muslumce 92 Albümünü çıkarır

Zalim/Bir Bilebilsen Albümünü çıkarır

1993-Dağlarda Kar Olsaydım Albümünü çıkarır

1994

Senden Vazgeçmem Albümünü çıkarır

İnsaf/Kahire Resitali Albümünü çıkarır

1995-Bir Avuç Gözyaşı Albümünü çıkarır

Benim Meselem Albümünü çıkarır

1996

Topraktan Bedene Albümünü çıkarır

1997

Sultanım Albümünü çıkarır

Usta/Ne Yazar Albümünü çıkarır

Nerelerdesin Albümünü çıkarır

1998

Klasikler Albümünü çıkarır

1999

Vay Canım Vay Albümünü çıkarır

Arkadaşım Albümünü çıkarır

Garipler Albümünü çıkarır

2000

Biz Babadan Böyle Gördük Albümünü çıkarır

Zavallım Albümünü çıkarır

2001

Dünya Yalan Albümünü çıkarır

Muslumce Türküler 2001 Albümünü çıkarır

2002

Bir Akıllı Bir Deli filmi yayınlandı

İkimizin Yerine Albümünü çıkarır

2003

Yanlış Yaptın Albümünü çıkarır

Ömerçip filminde rol aldı

Paramparça Albümünü çıkarır

Açık Hava Konserleri Albümünü çıkarır

2004

Müslüm Baba’dan seçmeler Albümünü çıkarır

Balans ve Manevra filminde rol aldı

Uyanma Zamanı / Kıyak Bitti Albümünü çıkarır

2005

Bakma Albümünü çıkarır

Ayrılık Acı Bir Şey Albümünü çıkarır

2006

Gönül Teknem Albümünü çıkarır

Aşk Tesadüfleri Sever Albümünü çıkarır

Amarikalılar Karadeniz’de filminde rol aldı

FİLMOGRAFİ

Müslüm Gürses 38 filmde oynadı.

Ağlattı Kader - 1984

Amerikalılar Karadeniz’de 2 - 2007

Anlatamadım - 1983

Balans ve Manevra - 2005

Bağrı Yanık - 1980

Beleşçiler - 1986

Bir Akıllı Bir Deli - 2002

Bir Yıldız Doğuyor - 1984

Çare Sende Allah'ım - 1984

Çığlık - 1986

Dertler İnsanı - 1990

Dünya Boştur - 1990

Esrarlı Gözler - 2008

Garibanlar - 1984

Güldür Yüzümü - 1985

Hasret - 1980

İkizler - 1985

İsyankar - 1979

İtirazım Var - 1980

Kader Rüzgarı - 1986

Kısmetin En Güzeli - 1986

Kul Kuldan Beter - 1985

Kul Sevdasi - 1980

Küskünüm - 1986

Muhabbet Kuşları - 2002

Mutlu Ol Yeter - 1981

Oğlum - 1987

Ömerçip - 2002

Seher Vakti - 1986

Sev Yeter - 1984

Sevmemeli - 1988

Şov Bizinıs - 2011

Talihsizler - 1987

Töre - 1986

Yalnızlık Korkusu - 1988

Yaranamadım- 1985

Yıkıla Yıkıla - 1986

Zeytin Gözlüm - 1980

Albümleri (78)

Açık Hava Konseri – 1 Albümü

Açık Hava Konseri – 2 Albümü

Açık Hava Konseri – 3 Albümü

Ah Gülüm Albümü

Aldatılanlar Albümü

Anlatamadım Albümü

Arabeskin Devleri Albümü

Arkadaş Kurbanıyım Albümü

Arkadaşım Albümü

Aşk Tesadüfleri Sever Albümü

Ayrılık Acı Birşey Albümü

Bağrıyanık Albümü

Bakma Albümü

Benim Meselem Albümü

Bir Avuç Gözyaşı Albümü

Bir Bilebilsen / Zalim Albümü

Bir Fırtına Kopacak Albümü

Bir Kadeh daha Ver Albümü

Birde Benden Dinleyin Albümü

Biz Babadan Böyle Gördük Albümü

Dağlarda Kar Olsaydım Albümü

Dertler İnsanı Albümü

Dertliler Meyhanesi Albümü

Dünya Yalan Albümü

Esrarlı Gözler Albümü

Farketmez Albümü

Garipler Albümü

Gazla Şoför Albümü

Gitme Albümü

Gönül Teknem (Sen Olmayınca) Albümü

Güldür Yüzümü Albümü

Güle Güle Git Albümü

Hayatımı Sen Mahvettin Albümü

Herşey Yalan Albümü

Hüzünlü Günler Albümü

İkimizin Yerine Albümü

İlk Aşkım Son Sevgilim Albümü

İnsaf / Kahire Resitali Albümü

Klasikleri 1 Albümü

Klasikleri 2 Albümü

Konseri Albümü

Küskünüm Albümü

Mahsun Kul Albümü

Maziden Bir Demet Albümü

Meyhaneci – Kırık Sazım Albümü

Müslüm Gürses 1 Albümü

Müslüm Gürses 2 Albümü

Müslüm Gürses 3 Albümü

Müslüm Gürses 4 Albümü

Müslümce 92 Albümü

Müslümce Türküler 2001 Albümü

Mutlu Ol Yeter Albümü

Müzik Ziyafeti Albümü

Nerelerdesin Albümü

Öldürdüğün Yetmedimi Albümü

Paramparça Albümü

Sadece Albümü

Sandık Albümü

Sen Nerdesin Ben Nerdeyim Albümü

Senden Vazgeçmem Albümü

Senin İçin Albümü

Sevda Yolu Albümü

Şiirlerim Şarkılarım (Haklısın) Albümü

Sultanım Albümü

Talihsizler Albümü

Tanrı İstemezse Albümü

Topraktan Bedene Albümü (isyanım var)

Umutsuz Hayat Albümü

Unutulmayanlar 1 Albümü

Usta (Ne Yazar) Albümü

Uyanma Zamanı (Kıyak Bitti)

Vay Canım Vay Albümü

Vefasız Alem Albümü

Yalan Dünya Albümü

Yanarım Albümü

Yanlış Yaptın (Kaçamamki Kaderimden) Albümü

Yaranamadım Albümü

Yaşamalısın Albümü

Yıkıla Yıkıla Albümü

Yüreğimden Vurdun Beni Albümü

Zavallım Albümü

Uzun Çalar Plakları (13)

Anlatamadım Long Play

Bağrıyanık Long Play

Dünya Ne Hale Gelmiş Long Play

Esrarlı Gözler Long Play

Güldür Yüzümü Long Play

İşte Arabesk Long Play

Küskünüm Long Play

Müslüm Gürses’in Long Play plakları

Mutlu Ol Yeter Long Play

Müzik Ziyafeti Long Play

Sevda Yolu Long Play

Tanrı İstemezse Long Play

Yaranamadım Long Play

Yıkıla Yıkıla Long Play

Çarşamba, 07 Haziran 2017 01:18

Münir Nurettin Selçuk

Münir Nurettin SelçukMünir Nurettin Selçuk ( 1901)- (27.04.1981)

1901 yılında İstanbul'un Sarıyer semtinde doğdu. Doğum tarihi için çeşitli kaynaklarda 1899, 1900, 1902 tarihleri de gösterilmiştir. Divanı Hümayun muavini ve Darülfünun İlahiyat Şubesi muallimlerindcn Mehmed Nuri Bey ile Fatma Hanife Hanım'ın oğludur. On beş yaşında Darü'l Feyzi Musiki Cemiyeti'ne öğrenci olarak girdi. Üç yıl sonra da, hanendelerinden biri olduğu bu topluluğun konserlerine çıktı. 1907'de Soğukçeşme Askerî Rüşdiyesi'ni bitirip Kadıköy Sultanî'sine yazıldı. Aynı yıl Darülelhan'a da girdi, Zekaizade Ahmed Efendi'den dört yıl ders aldı.

1917 yılında ailesinin ısrarı ile öğrenim için gittiği Macaristan’dan geri döndü. Dar'ül Feyz'i Musiki Cemiyetine devam etti ve Zekaizade Ahmet Irsoy'dan ve Besteniğar Ziya Bey'den müzik dersleri aldı.

Bestekârlığa 1920 yılında Tevfik Fikret’in “Bu bir terânedir” şiirine yaptığı bir besteyle başladı. İkinci olarak “Sensiz ey şûh gözlerim avâre kalbim ağlıyor” güfteli şarkısını besteledi. Bu iki eserden sonra, yirmi yıl süreyle beste yapmadı.

1923 yılında askerliği sırasında Mızıka-ı Hümâyûn’da sonradan da Riyaset-i Cumhur Musıkî Heyeti’nde çalıştı.

Eski okuyuşla yeni anlayışı birleştirerek çok farklı bir üslupla, 1928’de Sahibinin Sesi firmasında ilk plaklarını yaptı. Aynı yıl Paris’e giderek, ses tekniği konusunda öğrenim gördü. Özgün bir ses tekniği eğitimi gören ilk Türk müziği ses sanatçısıdır. 19. yüzyıl İtalyan opera şarkıcılığının izlerini taşıyan icra üslubu, "Bel Canto"dan etkilendi.

Türk müziği tarihinde, tek başına konser verme geleneğini getirdi. İlk solo konserini Paris dönüşü, 1930 yılında, şimdiki Dormen Tiyatrosu’nda verdi. Büyük ilgi topladı ve hayranlık uyandırdı.

Konserlerde frak giydi ve ayakta şarkı söyledi. Aynı zamanda koro eşliğinde solo okuma geleneğini de ilk kez uygulayan sanatçı oldu. Batıdan gelen opera, tango gibi etkileri, kendi Türk müziği okuyuş üslubuna dahil etti. Asıl beste çalışmalarına, 1940-1941’li yıllardan sonra başladı.

İstanbul’a döndükten sonra otuz yılı aşkın bir süreyle İstanbul Belediye Konservatuarı İcra Heyeti’nde görevi yaptı. Birçok genç kuşak sanatçısının yetişmesine katkıda bulundu. 27 Nisan 1981 tarihinde öldü. Sanatçı Timur Selçuk'un babasıdır.

Çarşamba, 07 Haziran 2017 01:13

Muzaffer Sarısözen

Muzaffer SarısözenMuzaffer Sarısözen (d. 1899, Sivas - ö. 4 Ocak 1963, Ankara), Türk folklorcusu.

Sivas’ta doğdu. İlkokulu Sivas’ta bitirdikten sonra, lise öğrenimine Sivas’ta başladı. Ancak öğrenimini tamamlamadan Sivas Valiliği tarafından müzik öğrenimi görmesi için İstanbul Belediye Konservatuvarına gönderildi. Burada 4 yıl öğrenim gören Sarısözen, bir süre, konservatuvar müdürü Yusuf Ziya Demircioğlu’yla birlikte folklorla ilgili çalışmalar yaptı. Daha sonra Sivas’a gelerek, önce öğretmen okulunda, sonra da lisede müzik öğretmenliği yaptı. Öğretmenliği sırasında, bir yandan da halk müziği ve oyunlarıyla ilgili derleme çalışmalarını sürdürdü.

Halk oyunlarından halaylarla ilişkin ilk yazılar Sarısözen’in imzasıyla 1930’lu yıllarda bazı gazete ve dergilerde yayımlanmaya başladı.Sivas’ta öğretmenliği sırasındaki çabalarından dolayı Milli Eğitim Bakanlığı yetkililerince 1938 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı (Ankara Musiki Muallim Mektebi) folklor arşivine atandı.1937-1951 yılları arasında Milli Eğitim Bakanlığı tarafından Türkiye’nin birçok yöresinde derleme çalışmaları yapıldı. Bu derlemelerin çoğuna katılan Sarısözen, derlenen bu türkü ve ezgilerin arşivde bir düzen içinde saptanması, korunması ve değerlendirilmesini sağladı.Muzaffer Sarısözen’in Türkiye’deki folklora katkısı, türkü ve oyun havalarının derleme ve notaya alınmasından başka, Türkiye düzeyinde yaygınlaştırılması, tanıtılması konusunda oldu.

Halk müziğiyle ilgili radyo yayınları Sarısözen’in 1938’de Ankara’ya gelmesiyle, önceleri birer ikişer solo program olarak sürmüş, Milli Musiki Sanatkarları Kolu adıyla Türk Halk Müziği ve Klasik Türk Müziği birlikte yürütülmüştür. Halk müziği yayınlarının dikkatle dinlenmeye başlandığı 1938-1941 yılları arasında, müzik yayınları şefi Mesut Cemil Tel, halk müziğinden sorumlu şef yardımcısı ise Sarısözen’di. Sarısözen, o yıllarda Ankara Radyosuna gelip zaman zaman programlar yapan yöre sanatçılarını bir araya getirip ilk halk müziği programlarını başlattı.1940 yılından sonra zamanla artan halk müziği yayınları 1941 yılının sonlarına doğru Sarısözen yönetiminde »Biz Türkü Öğreniyoruz« ve »Yurttan Sesler« adı altında Klasik Türk Müziği korosundan ayrılarak yayınlarını sürdürmeye başlamıştır. Bu topluluk elemanlarının sayıları gün geçtikçe artmış, böylece Türkiye Radyolarının ilk Yurttan Sesler Korosu, Muzaffer Sarısözen’in öncülüğünde resmen kurulmuş oldu. Bu gelişmeyi çağdaş halk müziğindeki birinci kopuş ve yeniden yapılanma olarak adlandırmak yerinde olur.

1953 yılında İzmir Radyosu, 1954 yılında İstanbul ve daha sonraki yıllarda da Erzurum Radyosu Yurttan Sesler Korosu kurulmuştur.

Muzaffer Sarısözen, bugün sesini ve sazını dinlediğimiz birçok sanatçının öğretmeni olup, ilk Ankara’ya gelişinde Ankara Devlet Konservatuvarı Folklor Arşivi’ndeki görevi sırasındayken başlattığı tarih ve halk oyunları öğretmenliğini uzun yıllar sürdürerek, pek çok öğrencinin bu alanda yetişmesini sağladı. Türkiye’nin birçok yöresinde Mahmut Ragıp Gazimihal, Ahmet Adnan Saygun, Ulvi Cemal Erkin, Halil Bedii Yönetken, Nurullah Taşkıran ve Rıza Yetişen’den oluşan derleme ekibiyle birlikte on binlerce türkü ve öykü derledi. Bunların binden çoğunu Muzaffer Sarısözen notaya aldı, değerlendirdi.

Türkiye’de az sayıda yapılan halk müziğine ilişkin basılı yayınların başında, 1926’da İstanbul Belediye Konservatuvarının yayımladığı 14 defter durumundaki »Anadolu Halk Şarkıları« adlı kitapların dışında önemli bir yayın olarak, Sarısözen’in 1941 yılında yayımladığı »Seçme Köy Türküleri« adlı kitabı gelmektedir.

Sarısözen daha sonra, 1952 yılında »Yurttan Sesler«, 1962 yılında günümüzde halk müziği ile ilgili önemli bir kaynak olan »Türk Halk Musikisi Usulleri« adlı kitabını yayımladı.Sarısözen, ilk Türk Halk Müziği toplu çalışmalarına başladığı yıllarda bağlamaların ses perdelerinin eşit olmasını sağlamaya çalışıp, koma seslere ayrı numara verdi.1949-50 yıllarında İtalya ve İspanya’da yapılan halk oyunları şenliklerine Türkiye’den ilk kez halk oyunları ekipleri Sarısözen’in başkanlığında gönderildi ve büyük başarı sağladı. 1952 yılında bir bankanın kurduğu halk oyunlarını yayma ve yaşatma kurumunda da önemli görevlerde bulundu.Özellikle halk müziğine ilişkin görüşlerini çeşitli dergi ve gazetelerde yayımlayıp, genç kuşağı halk müziğinin derlenmesi, araştırılması ve tanıtılması konusunda özendirmeye çalıştı.

4 Ocak 1963'te Ankara'da vefat etti ve orada toprağa verildi.

Çarşamba, 07 Haziran 2017 01:09

Muzaffer İlkar

Muzaffer İlkarMuzaffer İlkar (d. 1910, İstanbul - ö.23 Şubat 1987,İstanbul). Türk müziği bestecisi.

1955-1975 yılları arasında Ankara Radyosu Türk Müziği Şefliği görevinde bulundu. ‘‘Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın’’, ‘‘Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin’’ gibi çok tanınmış Türk müziği eserlerinin bestecisidir. Ses sanatçısı Sibel Egemen'in dedesidir.

1910 yılında İstanbul 'da doğdu. Müziğe ilgisi ilkokul çağında başladı. Beykoz Rüştiyesi'nde ve Kadıköy İdadisi 'nde öğrenim gördü. Kadıköy İdadisi'nde okuduğu yıllarda Şark Musiki Cemiyeti'ne girdi. Leon Hancıyan, Bogos Efendi ve Dr. Hamit Bey’den ilk musiki bilgisini aldı.

Bir gazetenin yaptığı yarışmada başarılı görülünce Radyo İdaresi’nin dikkatini çekti ve Kemani Reşat Erer, Mesut Cemil ile Kanuni Vecihe Daryal’dan oluşan hocalardan dersler aldı. 1938 yılında Ankara Radyosu’nun açılması ile Ankara’ya geldi. Nuri Halil Poyraz, Refik Fersan ve Mesut Cemil gibi müzisyenlerden dersler aldı. Geçimini sağlamak için ticaret ile uğraşan İlkar, Ankara'ya geldiği yıl Zeynep Dizen 'le evlendi Bu evlilikten iki kızı oldu.

Ankara Radyosu'nda makam, üslup ve nazariyat bilgilerini ilerlettikten sonra Ankara Devlet Konservatuarı’na girdi ve üç yıl boyunca Cevat Memduh Atlar, Nurullah Şevket Taşkıran, Ulvi Cemal Erkin ve Saadet İkesus’tan batı müziği ile ilgili dersler aldı.

1955 yılında Ankara Radyosu Türk Müziği Şefliği görevine getirildi. 1975 yılında bu görevden emekliye ayrıldı.

Ankara Radyosu'nun Türk Müziği müdürlüğünden 1975 yılında yaş sınırından emekli olan Muzaffer İlkar, eserleri bir zamanlar radyolarda ve plaklarda en fazla çalınan bestecilerin başında gelirdi. Besteciliği 1929 yılında nihavent makamındaki ‘Bu aşkın namesiyle coşmuştu gönül ‘ şarkısı ile başladı. ‘‘Şarkılar seni söyler, dillerde nağme adın’’, ‘‘Mademki gidiyorsun bırakıp burada beni’’, ‘‘Beni canımdan ayırdı, gönlümü yıktı temelden’’, ‘‘Gönül penceresinden ansızın bakıp geçtin’’, ‘‘Tadı yok sensiz geçen ne baharın ne yazın’’, ‘‘Gözlerimden yüzün, kulaklarımdan sesin silinmedi senelerdir’’, gibi eserleri Türk Müziği’nin popüler parçaları arasına girdi. TRT kayıtlarına göre elimizde 100 kadar bestesi vardır.

23 Şubat 1987 günü İstanbul'da hayatını kaybetti. 

Çarşamba, 07 Haziran 2017 01:07

Mustafa Çağlar

bayMustafa Çağlar  (1910  /  27 Ocak 1961)

Mustafa Çağlar 1910 yılında Midilli Adası’nın Kapya köyünde doğdu. Çiftçilikle uğraşan bir ailenin çocuğudur. 1923 yılında ailesiyle birlikte Türkiye’ye göçerek Ayvalıka yerleştiler. Askerlik hizmetini yaptığı sırada, sanat ve sanatkar hamisi olan Balıkesir valisi Ali Hikmet Paşanın Balıkesirde kurmuş olduğu cemiyet girdi. Daha o zamanlarda bile sesinin güzelliği dikkat çekiyordu. Yeni imkânlar aramak için İstanbula geldiği zaman bir paşanın aracılığı ile Darüttalimi Musiki Cemiyetine kaydoldu. Bu tarih 1931 yılıdır.Burada Neyzen İhsan Bey ile Fahri Kopuzdan yararlandı. Diğer taraftan Refik Fersan, Kemal Niyazi Seyhun ile Münir Nureddin Selçuk’dan ders alarak musiki bilgisini ilerletti. Aynı zamanda piyasa sahnelerinde çalışıyordu. 1941 yılında o da diğer sanatkarlar gibi Ankara Radyosuna nakletti. Bir süre sonra geri İstanbul’a dönerek Belediye Konservatuarı İcra Heyeti’ne girdi. 27 Ocak 1961 tarihinde İstanbul’da öldü. 1939 yılında evlenen sanatkarın Ülfet adında bir kız çocuğu olmuştur.

Güçlü bir tenor olan Çağlar, çok güzel fasıl ve Rumeli Türküleri okur, iyi taksim ederdi. Şarkı, türkü, gazel olarak pek çok plâk doldurmuş, Kadıköyündeki Süreyya Sinemasında konserler vermiştir. Bestekâr olarak birkaç şarkısı olmakla birlikte Mustafa Çağlar hanende olarak iz bırakmıştır.

 Ruhumda gizli bir emel’mi arar

 Aşkınla senin derdinden bu gönül viran oldu

 Gördüm her arzuyu ben kalmadı neşem

 Emeller aldatıp avutmuş beni

 Anlatamam bu aşkın hikayesi derindir

 Bir gün yaşadı çamlarda o kadınla başbaşa kaldım

Çarşamba, 07 Haziran 2017 00:44

Murat Çobanoğlu

Murat ÇobanoğluMurat Çobanoğlu (d. 1940, Arpaçay, Kars - ö. 26 Mart 2005, Ankara)

1940 yılında Kars'ın Arpaçay ilçesinin Koçköyü beldesinde çiftçi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Karapapak (Azeri) Türkleri'nden ve asıl soyadı Çobanlar olan Çobanoğlu’nun annesi Lala (La'li) hanımdır ve babası, Aşık Şenlik'in çıraklarından Aşık Gülistan'dır. Babası Arpaçay'ın Koçköyünden olup 1920'de Kars'a yerleşmiştir. Karısının erken ölümü dolayısıyla oğlunu o büyütüp yetiştirdi. İlkokul mezunu olan âşık evli ve dört çocuk babasıdır.

Saz çalmaya ve şiir söylemeye 1951 'de gördüğü bir bir rüyada bade içtikten sonra başlamıştır. Murat Çobanoğlu 1966 yılından başlayarak sürekli olarak Konya Aşıklar Bayramına katıldı. Artvin, Konya, Erzurum ve Mut'ta yapılan yarışmalarda dereceler aldı. Özellikle atışma dalında başarı gösterdi. Sık sık radyoda ve televizyonda -değişik konularda- söyledi. Saza egemenliği, ulusal duygularının güçlülüğü ve kendine özgü sesiyle ilgi çekti. Yurt içinde ve dışında düzenlenen bazı şenliklere katıldı.

Aşıklık geleneğinin bir parçası olan türkülü hikâyeler anlatma konusunda da başarılı örnekler veren Çobanoğlu, kendi türkülerinin yanı sıra usta malı türküleri de genç kuşaklara aktarmaktadır.

Türkiye’nin her yerinde bilinen, tanınan Çobanoğlu yıllarca radyo programları yaptı. Halk edebiyatı ve aşıklık geleneği üzerine çeşitli seminerler verdi. Şiirleri çeşitli dergilerde yayımlandı. Türkiye dışında, Avrupa'dan İran'a dek birçok ülkede konserler verdi, yarışmalara katıldı.

1971 yılında Kars'ta açtığı, özellikle usta-çırak ilişkinden her alanda aşıklık geleneğinin sürdürülmesinde katkısı anlamında bir okul niteliğinde olan Çobanoğlu Halk Ozanları Kahvesi yörenin aşıklar merkezine dönüştü.

Çarşamba, 07 Haziran 2017 00:42

Muhlis Akarsu

Muhlis AkarsuMuhlis Akarsu (d. 1948 - ö. 2 Temmuz 1993)

Türk halk ozanı. 2 Temmuz 1993'te Sivas Katliamı'nda öldürülmüştür. Yaşamı boyunca 100'den fazla kırkbeşlik plak, 4 uzunçalar, 20 kaset ve yüzlerce deyiş bırakmıştır.

Sivas'ın Kangal ilçesine bağlı Minarekaya köyünde doğdu. İlkokulu köyde okudu. Bu dönemde Alevilik-Bektaşi cemlerinde yörenin seyitlerinin ve ozanlarının etkisinde kalarak saz çalıp söylemeye başladı. Malatya'da ortaokulda okurken, ekonomik yetersizlikler nedeniyle ikinci sınıftan ayrıldı. Küçük yaşlardan itibaren şiir yazdı, deyiş ve nefes kurdu. Bağlamasıyla birlikte zakirlik yaptı.

1970 yılında İstanbul'a yerleşti. 1970'li yıllarda söz ve müziği kendine ait olan ilk 45'lik plağı çıkardı. Hacı Bektaş-ı Veli, Yunus Emre, Karacaoğlan, Âşık Veysel doğrularından yola çıkarak kendine insan sevgisini şiar edindi. Tüm yaptıklarında bu ana temayı temel aldı. 1972 yılında, Seyyit Halil Çiftlik'in kızı Muhibe Leyla Çiftlik ile evlendi. Bu evliliğinden Pınar, Çınar ve Damla adlarında üç kızı oldu.

Sanatında 1970'lerden itibaren dönemin etkili aşığı Mahzuni Şerif'in izleri belirdi. Uzunca bir süre Mahzuni'nin deyişlerini çaldı ve okudu. Bu arada Alevi-Bektaşi aşık geleneğinden de kopmadı. Pir Sultan Abdal, Kul Himmet gibi ozanların birçok deyişini geleneksel kalıplardan çıkmadan seslendirdi.

1980'li yılların başlarında Alevî dedelerinin çaldığı kısa kollu bağlamayı gündeme getiren ve halk müziğinin niteliğini yükselten Muhabbet Grubu'nun (Arif Sağ, Muhlis Akarsu, Yavuz Top, Musa Eroğlu) oluşum fikri Akarsu'dan çıktı. Her yıl düzenlenen Hacı Bektaş, Abdal Musa, Veli Baba, Pir Sultan gibi Alevi toplumunun kültürel etkinliklerine katılırdı. Eserleri çeşitli türlerde şarkı söyleyen sanatçılar tarafından okundu.

1980'li yıllarda türkülerinden dolayı üç yıl cezaevinde yattı. O güne kadar usta malı deyişlerle kendini gösteren Muhlis Akarsu, 1980'lerin başından itibaren deyişlerindeki anlatımı güçlü, bağlamasına hakim ve sesini deyiş tavrında kullanabilen bir sanatçı görünümündedir.

1993'te Pir Sultan Abdal Kültür Festivali'ne katılmak üzere gittiği Sivas'ta konakladığı Madımak Oteli'nin karşıt görüşlü kişiler tarafından kundaklanması sonucu yaşanan Sivas Katliamı'nda eşi Muhibe Akarsu ve 33 kişiyle birlikte öldürülmüştür.

Muhlis Akarsu'nun yapıtlarının hemen hemen tümünün lirik bir ifadeyle yapıldığı ve söylendiği fark edilir. Repertuarının büyük bir bölümünde aşk ve sevda deyişlerine yer verdiği görülür. Akarsu'nun yar üzerine söylediği, feleğe çattığı, gurbete içerlediği, ayrılığa üzüldüğü yüzlerce deyişi vardır. Deyişlerinde toplumsal konulara da kayıtsız kalmaz. Ancak bu, sevgi üzerine söylediği deyişler kadar çok öne çıkmaz. Birkaç deyişinde cahilliğe, köleliğe, yoksulluğa başkaldırdığı görülür. Alevi-Bektaşi edebiyatının ve müziğinin deyiş türüyle ünlenen aşığı Muhlis Akarsu'nun Pir Sultan Abdal ve Karacaoğlan etkisindeki tavrını her zaman hissetmek mümkündür.

Salı, 06 Haziran 2017 16:37

Muhittin Şerif Targan

Muhittin Şerif TarganMuhittin Şerif Targan (d. 1892, İstanbul- ö. 1967, İstanbul)

(Arap dünyasında bilinen ismiyle Şerif Muhiddin Haydar, tam adı Fehametli Şerif Muhiddîn bin Ali Haydar) , Türk besteci, ud ve çello virtüözü, portre ressamı. Türk müziğinin önemli şahsiyetlerinden birisidir. Batı müziği icra şekillerini ud sazına uygulamıştır. Bağdat Konservatuarı’nın kurucusudur.

21 Ocak 1892 günü İstanbul’da doğdu. Annesi Sabiha Hanım; babası, Osmanlı İmparatorluğu’nun son Mekke Emiri (Şerifi) Vezir Ali Haydar Paşa’dır. Soyağacı Muhammed’e dayanmaktadır; kendi hazırladığı soyağacında peygamberin 37. kuşaktan torunu olduğu görülür. Ailenin yedi çocuğunun beşincisidir.

Muhittin Şerif, 18 yaşına kadar özel derslerle yetişti. Bu dönemde Farsça, Arapça, İngilizce, Fransızca öğrendi. Daha sonra Darülfünun'da hukuk ve edebiyat öğrenimi gördü, her iki alanda da diploma aldı. Evdeki müzikli toplantıların etkisiyle küçük yaşta müziğe ilgi duydu. Piano, ud çalmayı küçük yaşta öğrendi. Ali Rıfat Çağatay, Rauf Yekta Bey ve Ahmet Ersoy’dan Türk müziğine ilişkin dersler aldı. Ud’da virtüözlük seviyesine ulaşınca beste yapmaya başladı. Henüz 13 yaşındayken, klasik üsluptaki saz eserlerinden biri olan Hüzzam Saz Semaisi'ni besteleyecek olgunluktaydı. 14 yaşında amcası Ali Cabbar Paşa’nın önerisiyle çello öğrenmeye başladı ve bu enstrümanda da çok üst düzeye erişti. Başta ud ve çello olmak üzere, viyola, piyano, keman ve lavta enstrümanlarını da çaldığı anlatılmaktadır.

Yüksek öğrenimini tamamladıktan kısa bir süre sonra başlayan I. Dünya Savaşı sırasında çıkan Hicaz isyanı üzerine babası Mekke Emiri olarak görevlendirilince onunla birlikte Hicaz Bölgesi’ne gitti ve bu bölgede 9 yıl yaşadı. Ailesi, kendileri ile aynı sülaleden gelen Şerif Hüseyin’in çıkardığı isyana katılmamıştı. Aile, bununu bedelini servetini büyük ölçüde yitirerek ödedi. Savaştan sonra ortaya çıkan devletlerin sınırları içindeki gayri menkulleri kendilerine verilmemişti. Muhittin Şerif, ailesine yük olmamak ve kendi hayatını kazanmak üzere 1924 yılında New York’a gitti. Yakın arkadaşı şair Mehmet Âkif Ersoy, "Şarka Davet" adlı şiirini Targan’ın ABD’ye gidişi, müziğini Türkiye’de icra etmeyişinin üzüntüsü ile yazmıştır.

Muhittin Şerif, yakın dostu Archibald Roosvelt'in (ABD Başkanı Theodore Roosevelt’in oğlu) himayesiyle gittiği ve 8 yıl yaşadığı New York’ta piyano dahisi Leopold Godowsky, ünlü Alman pedagog Prof. Auer, Ukrayna doğumlu efsanevi kemancı Mischa Elman, dünyanın en tanınmış kemancılarından Avusturya doğumlu Amerikalı sanatçı Fritz Kreisler gibi müzisyenlerle çalıştı. Bu ustaların konserlerinde onlarla beraber çaldı. New York’a varışından bir hafta sonra Leopold Godowsky Muhittin Şerif’in şerefine bir resepsiyon vermişti. Bu resepsiyon sırasında ud çalan Muhittin Şerif’in ustalığı, The New York Herald Tribune gazetesinde Leopold Godowsky ve Fritz Kreisler tarafından, dünyaca ünlü keman virtüözü Paganini ile kıyaslanmasına sebep olmuştur.

ABD yolculuğu sırasında gemide bestelediği Koşan Çocuk adlı eseri ve diğer besteleri Amerikan sanat çevresinde büyük beğeni kazandı. Sanatçı, bu ülkedeki ilk dört yılını vermeyi düşündüğü büyük konserin hazırlığı içinde geçirmişti. Bu yıllarda Verdi Vasyer adlı viyolonselciden ders aldı. Oldukça yokluk ve sıkıntı çekti. Nihayet 13 Aralık 1928 günü Town Hall konser salonunda viyolonsel ve ud resitalleri verdi. Bach, Debussy, Ravel ve Popper gibi batılı bestecilerin eserlerini ve kendi bestelerini seslendirdi; çok olumlu eleştiriler aldı. Şerif Mıuhittin, ABD’nin başka eyaletlerinde de konserler verdi ve sanatçı arkadaşlarının topluluklarında müzik yaptı. ABD’deki başarılı müzik çalışmaları, yurda dönüşünden sonra bizzat Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Atatürk tarafından tebrik edilmesini sağladı.

Sanatçı, sağlığının bozulması ve doktorun sahne heyecanından kaçınmasını tavsiye etmesi üzerine 1932’de İstanbul’a döndü ve ülkesinde 2 yıl yaşadı. Şerif Muhittin İstanbul’dayken, 1934 yılında Soyadı Kanunu çıktığında Tarhan veya Tarcan soyadlarını seçmeyi düşündüyse de bu isimlerden birisi şair Abdülhak Hamid, diğeri beden eğitimcisi Selim Sırrı Bey tarafından alınmış olduğundan Targan soyadını aldı. 4 Aralık 1934 günü Beyoğlu’ndaki İstanbul Fransız Tiyatrosu’nda, üzerinde yıllarca konuşulacak ve pek çok makale yazılacak bir resital verdi. Aynı dönemde, devlet başkanı Atatürk tarafından Dolmabahçe Sarayı’na çağrılarak kendisine udunu ve viyolenselini dinletme fırsatı buldu.

Türkiye’de aktif bir görevde bulunma şansı yakalayamayan Targan, 1934 yılın sonunda Irak hükümetinin daveti üzerine Bağdat Konservatuarı'nı kurmak üzere Irak’a gitti. 1936’da kurduğu konservatuarı 12 yıl boyunca yönetti. Selman Şükür, Münir Beşir ve Cemil Beşir gibi ünlü ud sanatçılarını yetiştirdi. Okulda tiyatro ve heykel bölümlerini de kurdu. Sağlık sorunları nedeniyle 1948 yılında yurda döndü. Yurda döndüğü sırada Hüseyin Saadet Arel’den boşalan İstanbul belediye Konservatuarı Şark ve Garp Mûsikîsi İlmi Kurulu Başkanlığı’na Targan getirildi ancak 2 yıl sonra bu görevinden istifa etti.

Targan, İstanbul Konservatuarı’ndaki görevi sırasında tanıştığı ünlü şarkıcı Safiye Ayla ile 8 Nisan 1950’de evlendi. Bu evlilik Targan’ın vefatına kadar devam etti. Eşi ile beraber de hayır kurumları için çeşitli konserler veren Targan, son konserini 3 Mart 1953’te Saray Sineması’nda gerçekleştirdi. Bu son konserinden sonra çok sevdiği ve usta olduğu avcılık merakına zaman ayırdı. Sanatçı, 13 Eylül 1967 günü İstanbul’da hayatını kaybetti. Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilmiştir.

1920’de hazırlamaya başladığı ud metodu ölümünden sonra yayımlandı. Günümüze kadar 20 entrümantal eseri, 3 şarkısı ulaşmıştır. Targan, müzisyenliğinin yanı sıra portre ve peyzaj ressamlığı yönü de olan bir sanatçıydı. Tabloları çeşitli koleksiyonlarda yer alır. Çizdiği Abdülhak Hamid portrelerinden birisi Topkapı Sarayı Müzesi’nde, diğeri İstanbul Üniversitesi’ndedir. Targan’ın devrinin şair ve yazarlarından Mehmed Akif Ersoy’un yanı sıra , Filozof Rıza Tevfik, Abdülhak Hamid, Behçet Kemal Çağlar, Münir Nurettin Selçuk, Mesut Cemil ile yakın dostluklar kurmuştu.

Besteleri

Koşan Çocuk

Çocuk Havası

Etüdler

Nihavend Saz Semaisi

Dügah Saz Semaisi

Kanatlarım Olsaydı

Ferahfeza Saz Semaisi

Sayfa 21 / 36